Adalet Bakanı: İddianamede hatayla ilgisi olmayan özel hayata ait mevzulara yer veremezsin, beraat kararıyla bir arada dinleme kayıtları imha edilecek

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Dijital kumpaslarla insanların hayatını tarumar eden, insanlara kumpas kuran FETÖ’cü zihniyetin asla fakat asla unutulmaması gereken bir gayret alanı olduğunu hatırlatmak isteriz. Bu FETÖ’vari anlayış ve uygulamaların hiçbir vakit gerçekleşmemesi tarafında hukukun gerekli önlemleri alması en temelli vazifelerden biridir” dedi. Gül, “İddianamede cürümle ilgisi olmayan özel hayata ait bahislere yer veremezsin, beraat kararıyla bir arada dinleme kayıtları imha edilecek” açıklamasını yaptı. 

Gül, ’28 Ocak Bilgi Muhafaza Günü’ kapsamında Ferdî Dataları Müdafaa Kurumu’nda düzenlenen panelin açılışında konuştu. Bakan Gül, teknolojinin gelişmesiyle bilginin silaha dönüştüğünü söyleyerek, “Veri, günümüzde en bedelli madene dönüşmüş durumda. ‘Veri madenciliği’, ‘büyük veri’, ‘yapay zeka’ üzere kavramlar artık günlük hayatımızda çok kıymetli yer tutmaktadır. Bugün de tekrar oturumlardan birisi bu çerçevede masaya yatırılacak. Bu noktada internet, özel hayata dair ifşaatın mahremi ihlalleri ve prestij suikastları bir faaliyet alanına dönüşmemelidir. Geçmişte FETÖ’nün istihbarat ve data madenciliğine verdiği özel ehemmiyeti hepimiz biliyoruz. Ve bu çerçevede kanıt üreterek tezgahlarla oluşturulan, kumpaslarla nasıl insanların şahsî haklarının ihlal edildiğini, nasıl mahremiyet haklarının ihlal edildiğini hepimiz gördük, yaşadık. Adapsız dinlemeler, şahısların mahrem imajları, özel bilgilerin ifşa edilmesi, bilgilerin hukuk dışı yollarla ele geçirilmesi üzere tüm hukuk dışı, bu fiilleri daima birlikte yaşadık” diye konuştu. 

Gül, hukuk devletinde temel prestijiyle haysiyet cellatlığı, prestij suikastı olmayacağını belirterek şu tabirleri kullandı: 

“Hukuk buna asla müsaade vermez, veremez, vermemelidir. Bu manada dijital kumpaslarla insanların hayatını tarumar eden, insanlara kumpas kuran bu anlayış, bu FETÖ’cü zihniyetin de asla lakin asla unutulmaması gereken bir çaba alanı olduğunu bir defa daha hatırlatmak isteriz. Ve bu anlayışın, bu FETÖ’vari anlayış ve uygulamaların da hiçbir vakit, hiçbir suretle ve hiçbir kimse tarafından gerçekleşmemesi tarafında de teyakkuzu ve bu hususta da hukukun gerekli önlemleri alması en asıllı misyonlardan biridir. Münasebetiyle ‘geçmişte oldu efendim, artık de olsa ne olur’ diye asla bir şey kimsenin aklından geçemez, hukuk buna asla ve asla müsaade veremez. Geçmişte bunun acı örneklerini de ülke olarak daima birlikte yaşadık” diye konuştu.

“Mağdurun uğramış olduğu bir ziyan sebebiyle esasen mağduriyeti varken adeta bu kişi ifşa edilerek çeşitli mecralarda ya da farklı yerlerde uzunluk boy fotoğrafları, yer, mahal bilgileri verilerek bu şahısların ayrıyeten mağdur edilmesine de hiç kimsenin müsaade vermemesi lazım. Bu bahiste da yeniden savunma hakkının da kıymetli bir modülü olduğunu ayrıyeten tabir etmemiz gerekir. Sanığın işlediği tez edilen cürüm neyse o hatadan yargılanmalıdır. Onun ötesinde yargılama konusu neyse onunla yargılanır. Adalet önünde yargılanan davranış evrak kapsamında hatası oluşturan davranıştır” 

Gül, kanunlaşan 4’üncü yargı paketi ile iddianamelerde özel ve mahrem konularla ilgili özel hayat hususlarına girilmesinin yasaklandığını söylerek “Olay ve kişi fark etmeksizin kimsenin özel hayatının ifşa edilmesine müsaade edilmeyecek. Hukuk da bunu kabul etmez. Geçmişte bunu FETÖ yapıyordu. Soruşturmaları, evrakları adeta şüphelinin günlüğü üzere tutuyor, kabahatle ilgisi olmayan bütün hususlar, iddianame mazeretiyle ortalığa saçılıyordu. Bahisle ilgisi yok; lakin kişinin kendi ailesiyle yaptığı bütün görüşmeleri bile basına servis ederek kişinin cürümle ilgisi olmayan olayların, konuşmaların, şahsî dataların ifşa edilmesi tüm toplumun önüne serilmesi asla kabul edilemez. Ve bunun da berbat örneklerini yaşadık. O kişi tahminen yarın mahkeme sonunda aklanacak; lakin bu bilgiler orada durdukça ve hususla da ilgisi olmayan çocuğuyla, eşiyle yapmış olduğu görüşmeler; işte ‘Dinleme kararı vardı. Bunu da aldım, oraya koydum. Ne yapayım?’ olmaz”  değerlendirmesini yaptı. 

Gül şunları söyledi: 

“Bunlara asla fakat asla hiçbir vakit müsaade etmemek üzere ‘bunun yasal bir desteği olsun’ dedik. Hareket planına da bunu koyduk ve son 4’üncü yargı paketinde bu kanunlaştı. İddianame mi hazırlıyorsun? Bu iddianamede kabahatle ilgisi olmayan özel hayata ait mevzulara yer veremezsin. Bu uygulamaya yasal manada son verdik. Bu düzenleme bu çerçevede çıktı. Bu husustaki ahlaki tavrımızı yasal bir metne dönüştürerek bir sonuç elde ettik. Yeniden irtibat kayıtları evvelden yalnızca savcının takipsizlik kararı üzerine yok ediliyordu. Bunu beraat kararları için de getirmiş olduk. Vatandaş beraat kararı almış. Fakat dinleme kayıtları hâlâ belgede. Beraat kararıyla birlikte artık o kayıtların da ortadan kaldırılması, imha edilmesini sağlayan, düzenlemeyi çıkardık. Bu da bugün insanımızın yararlanacağı halde geçtiğimiz aylarda kanunlaştı ve hizmete girdi”  (DHA)