CHP’li Açıkel: Kureyşi’nin İdlib’te öldürülmesi, IŞİD’in üst seviye isimlerinin sonlarımıza kadar sızdığını gösteriyor

CHP Genel Lider Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, Suriye’de ABD güçlerinin operasyonuyla IŞİD lideri Ebu İbrahim El Haşimi El-Kureyşi‘nin öldürülmesine ait yazılı bir açıklama yaptı.

Açıkel, 2019 yılında Ebubekir El Bağdadi’den sonra IŞİD’in yeni başkanının de sonlarımıza çok yakın bir bölgede öldürülmesinin, Türkiye’nin gitgide berbatlaşan hudut güvenliği konusundaki telaşların haklılığını gösterdiğini belirtti.

Açıkel’in değerlendirmesi şöyle:

“AKP iktidarının yanılgılı Suriye siyasetleri çok sayıda radikal terör örgütünün Suriye içinde, Türkiye hududunda mevzilenmesine neden oldu”

“CHP olarak yıllardır dikkat çektiğimiz üzere; AKP iktidarının yanlışlı Suriye siyasetleri, Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulmasına ve çok sayıda radikal terör örgütünün Suriye içinde, Türkiye hududunda mevzilenmesine neden oldu. Sarayın maceracı ve emperyal güçlerin taşeronu üzere üstlendiği Ortadoğu siyasetinin ülkemize çok ağır terör faturası; büyük güvenlik tehditleri, milyonlarca sığınmacıya konut sahipliği ve istikrarsız bir terör bölgesi ile hudut komşusu olmak oldu.

Terör örgütü IŞİD’in evvelki başkanı Ebubekir el Bağdadi’nin 2019 yılında İdlib’te öldürülmesinden sonra IŞİD önderi olarak Ebu İbrahim El Haşimi el Kureyşi belirlenmişti. Geçtiğimiz hafta ABD tarafından yapılan operasyon sonucunda Kureyşi’nin de İdlib’te öldürülmesi, IŞİD’in üst seviye isimlerinin sonlarımıza kadar sızdığını ve bu bölgeyi inançlı bulduklarını göstermektedir. Bu terörist ağların, hudutlarımızın çabucak ötesinde yuvalanması, İdlib bölgesinin tıpkı Afganistan ve Pakistan sonları üzere terörist ihraç edilen bir bölge statüsüne düşürüldüğünü göstermektedir. Türkiye sonlarının çabucak ötesinin dünyanın farklı yerlerinden gelen, farklı radikal yapılara mensup teröristlerin çöplüğüne dönüşmesi, önemli bir güvenlik riski oluşturmakta ve ulusal güvenliğimizi tehdit etmektedir.”

“Açık kapı siyaseti vatandaşlarımız için önemli güvenlik tehditleri oluşmasına neden olmuştur”

“AKP’nin hamasi dış siyasetindeki yanılgıların doğurduğu ulusal güvenlik riskleri, yalnızca hudutlarımızda değil, büyükşehirlerimizde de yaşanmaktadır. AKP’nin, denetimsiz ve plansız mülteci göçü karşısında aktif, saydam ve sürdürülebilir bir siyasetinin olmaması ve neredeyse açık kapı siyaseti uygulaması vatandaşlarımız için önemli güvenlik tehditleri oluşmasına neden olmuştur. Bilhassa sığınmacı sayısının yüksek olduğu mahallelerimiz ve ilçelerimiz, IŞİD ve El-Kaide başta olmak üzere tüm radikal terör örgütlerinin yuvalandığı bölgeler hâline gelmiştir.

Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde görülmeyecek bir biçimde, IŞİD’in onlarca kelamda yöneticisinin ve yüzlerce militanının kent merkezlerimizde ikamet ettiği, geç de olsa icra edilen operasyonlar sonucunda ortaya çıkmıştır. 2021 yılında yapılan pek çok operasyonda farklı vilayetlerimizde IŞİD’in radikal terör hücrelerinin yaygınlığı ortaya çıkmıştır.

Güvenlik güçlerimiz tarafından yakalanarak ülkemize getirilen IŞİD’in Türkiye sorumlusunun itiraflarından; terör örgütünün Türkiye içindeki yapılanmasının boyutu bir defa daha ortaya çıkmıştır. 10’dan fazla vilayetimizde önemli bir örgütlenme ve altyapı kapasitesine ulaştığı ortaya çıkan terör örgütünün uyuyan hücreleri önemli güvenlik açığı oluşturmaktadır.”

“Suriyeli sığınmacılar, radikal terör örgütlerinin tehdit ve istismarlarına maruz kalmaktadır”

“Türkiye’nin, ülke içinde 5 milyon, hudut ötesinde 5 milyon olmak üzere toplamda 10 milyon sığınmacıya plansız, programsız ve maliyeti çok yüksek bir biçimde mesken sahipliği yapması kentlerimizdeki ve sınırlarımızdaki kırılganlığın ve güvenlik açıklarının kıymetli nedenleri ortasındadır. Resmi Gazete kararlarıyla terör örgütü üyelerinin mal varlıklarının dondurulması sonucunda bu isimlerin kimilerine daha evvel vatandaşlık verildiğinin ortaya çıkması, yaşanan güvenlik açığının boyutunu ortaya koymuştur.

Pek birden fazla mağduriyet yaşayan ve makûs ömür şartlarına mahkum edilen Suriyeli sığınmacılar, radikal terör örgütlerinin tehdit ve istismarlarına maruz kalmaktadır. Sığınmacıların ağır yaşadığı bölgeler gettolaşmakta ve bu bölgeler terör örgütlerinin her türlü suiistimaline açık hale gelmektedir. Saray rejimi, bölge ülkeleriyle teröre karşı işbirliğini kestiği için hudutlarımızdan başlayarak büyükşehirlerimize kadar güvenlik güçlerimizin bu yapılarla gayreti aksamaktadır. Buna karşın, güvenlik güçlerimiz, siyasi maniler çıkartılmadığında bu güvenlik açıklarını süratle bertaraf edebilecektir.”

“Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı ile bölgedeki istikrarsızlığa biz son vereceğiz”

“Suriye’de ve Ortadoğu’da, Genel Liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun tahlil için işaret ettiği ve bölgedeki devletlerin iş birliğine dayanan Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı (OBİT) ile bölgedeki istikrarsızlığa biz son verecek ve hudutlarımızın terör ihraç eden bir alana dönüşmesini engelleyeceğiz. Başta Suriye olmak üzere bölgedeki ülkelerin toprak bütünlüğüne saygılı bir biçimde çalışarak, diplomatik münasebetleri süratle tekrar tesis edecek ve tüm terör örgütleriyle aktif gayret edeceğiz. Bu yolla, Atatürkçü, barışçı dış siyaset ile bölgede tekrar güvenliğin ve istikrarın sağlanmasında öncü olacağız. Bu formda, Türkiye’ye yönelen tehditleri ortadan kaldıracağımız üzere büyük bir insani ve ekonomik krize dönüşen sığınmacı problemi de geri dönüşlerin başlamasıyla çözülecektir. Bölgede barışı ve güvenliği, CHP ve Millet İttifakı’nın iktidarında Türkiye sağlayacaktır.”