Pervin Buldan: Yolumuz, üçüncü yoldur; bu üçüncü yola herkes bir gün muhtaç olacak

HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, “Biz, kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Yolumuz, üçüncü yoldur. Bu üçüncü yola herkes muhtaç olacak, bir gün herkes mecbur olacak ve bizimle görüşmek için yanımıza gelecekler. Biz, o denli kolay lokma değiliz. Biz, sevgili Selahattin Demirtaş’ın dediği üzere, demirden leblebiyiz. Ağzınıza alırsanız dişleriniz kırılır. Elbette ki biz, demokratik bir muhalefeti, bir demokrasi iştirakini büyütmeye kararlıyız. Bu irademiz her vakit olacaktır” diye konuştu.

Pervin Buldan, partisinin bugün yapılan İzmir 4. Olağan Vilayet Kongresi’ne katıldı. Buldan kongrede, şunları söyledi:

“HDP’ye karşı kumpas peşinde olanlar şunu bilsin ki kumpaslarınız asla tutmayacak, asla başaramayacaksınız. İki tane kumpas dava açtılar HDP’ye. Biri Kobani kumpas davası, bir başkası HDP kapatma davası. Her ikisi de ellerinde patladı, her ikisi de çöktü, her ikisinde de ortaya koyacak bir kanıt bulamadılar. Onlar, bu kumpas davalarını kurarken demokratik siyaseti engelleyeceklerini, HDP’yi bitireceklerini zannettiler. Tümüyle intikam emelli olan her iki davada da ortaya koyacak gerçek kanıtlar olmadığı için onlar gittiler, tükendiler. Onlara bir defa daha şunu söylüyoruz, başaramayacaksınız. Demokratik siyaseti ortadan kaldırmaya gücünüz yetmeyecek. HDP’nin Türkiye siyasetinde, Türkiye tarihinde var olmasını asla engelleyemeyeceksiniz. HDP’siz bir Türkiye, HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir parlamentoyu amaçladığınızı çok güzel biliyoruz lakin bunu başaramayacaksınız. Zira başarmanıza halklarımız asla müsaade vermeyecek… HDP’siz siyaset tutmadı, tutmayacak. Akıllarında, fikirlerinde yalnızca HDP var. Çarpıyorlar, bölüyorlar, topluyorlar, sonuç daima fiyasko çıkıyor.

“Deniz Poyraz’ı kimlerin katlettiğini çok yeterli biliyoruz”

Deniz Poyraz arkadaşımızı, katlettiler. İzmir’de, Türkiye’nin üçüncü büyük vilayetinde, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin vilayet başkanlığında partimizin hoş insanı, yoldaşımız Deniz Poyraz’ı katlettiler. Katlettikten sonra da bilhassa bu cinayeti örtbas etmeye çalışan bir anlayışın olduğunu çok yeterli biliyoruz. Biz, Deniz Poyraz’ı kimlerin katlettiğini çok düzgün biliyoruz. Onun ardındaki örgütlü gücün kim olduğunu çok düzgün biliyoruz. Tek başına bir katil değildir. Biz, bunu Çorum’dan, Maraş’tan, Roboski’den, Sivas’tan, Gazi’den, Ankara’dan, Suruç’tan ve buralarda işleyen katliamlardan çok âlâ tanıyoruz, çok uygun biliyoruz. Deniz Poyraz’ın duruşmasını öteki bir ile, Kayseri’ye taşıma kararı aldıklarını öğrendik. Sizler, bu duruşmayı vilayet il kaçırabilirsiniz fakat hakikatin açığa çıkmasını asla engelleyemeyeceksiniz.

“Evlere gelen faturalar haraç ve soygun faturasıdır”

84 milyon insanın, bilhassa AKP-MHP iktidarının yarattığı kara bir kışı geçirdiğini hepimiz biliyor ve görüyoruz. Bu ülkenin tüm kaynaklarının üzerine çöken bu talan nizamı, hayatı her geçen gün daha da zorlaştırıyor, bunun farkındayız. Halkın cebini, sofrasını, çarşısını, pazarını, marketini tam bir yangın yerine çeviren bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar, toplumun üzerine çöken siyasi bir afettir. AKP-MHP iktidarını bu ülkeden göndermek bizim boynumuzun borcudur. Bugün, tarihin en yüksek elektrik artırımlarıyla Türkiye’yi Edirne’den Hakkari’ye kadar bir karanlığın içerisine sürüklediler. Türkiye, bütün tarihi boyunca en büyük artırımlarla, en büyük yoksullukla, en büyük yolsuzluklarla karşı karşıya kaldığı bir periyodu yaşıyor. Yapılan artırımlar, açıkça bir soygundur. Konutlara gelen faturalar, haraç ve soygun faturasıdır. Bugün Türkiye’deki milyonlarca genç, işsiz. Artık Türkiye’de yaşamayı bile istemeyen gençler, beşerler var. Kendilerine öbür ülkelerde hayat bulmak için ülkemizi terk ediyorlar. Bugün bu ülkeyi bu hale getiren AKP ve MHP iktidarının tam da bu periyotta bütün bunları yapması, bir kere daha kendi koltuklarını sağlama alması içindir. Bu artırımlar, bu yoksulluk, bu hırsızlık, bu talan, bir defa daha AKP ve MHP’nin iktidara gelebilmesi için seçtikleri bir yoldur. Biz, bu yola asla müsaade vermeyeceğiz.

“AKP’ye MHP’ye mahkum da değiliz, mecbur da değiliz”

Onları iktidardan biz indireceğiz, biz düşüreceğiz. Utanmadan, sıkılmadan bu yaşanan ekonomik krizi düzelteceklerinin açıklamalarını yapıyorlar. Zannedersiniz ki muhalefette olan onlar, iktidarda olan öbürleri. Yarın öbür gün bir daha iktidara gelirlerse yeniden tıpkı şeyleri yapacaklarını bildiğimiz için onlara diyoruz ki bütün bu çoklu krizlerin müsebbibi sizlersiniz. Türkiye halkları da bütün bunlara mecbur da değil mahkum da değil. AKP’ye, MHP’ye mahkum da değiliz mecbur da değiliz. Tweet atan bir öğrenci ya da tweet atan halktan birisinin kapısına onlarca polisi göndermeyi bilenler, kardan kapalı olan yolları… Isparta başta olmak üzere birçok yerde insanları mağdur etmeye devam ediyorlar. Elektriksiz bırakmaya devam ediyorlar.

“Uygulanması gereken kıymetli bir karar olarak görüyoruz”

Bugün, AİHM’nin verdiği kararları tanımayan bir iktidar var karşımızda. Yıllardır bilhassa cezaevlerinde rehin olarak tutulan sevgili Selahattin Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın, İdris Baluken’in, Gültan Kışanak’ın, Aysel Tuğluk’un, Sabahat Tuncel’in beş yıldır cezaevinde hatasız ve sebepsiz yere yatırıldığını herkes biliyor. AİHM, işinize geldiği vakit sizin baş vurabileceğiniz bir sistem fakat işinize gelmediği vakit tanımadığınız bir sistem değildir. AİHM’nin son aldığı bir karar, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili hak ihlali kararı… Bunu kesinlikle lakin kesinlikle uygulanması gereken kıymetli bir karar olarak görüyoruz.

“Bizi yok sayanları yeri geldiğinde yok saymasını biliriz “

İnsanları meskenlerine hapsetmeye çalışan bir iktidar var karşımızda. İnsanların emeğini, gayretini, alın terini sömüren bir iktidar var karşımızda. Personelin, işçinin, esnafın, üreticinin emeğini yok sayan bir iktidar var karşımızda. Bunların karşısında onları yenebilecek güçlü bir muhalefete de muhtaçlık var. Dün, altı siyasi partinin genel liderleri bir ortaya geldiler ve bir toplantı gerçekleştirdiler. Bu toplantıdan sonra toplumsal medyada kıyamet koptu. ‘Niye bu altılının içerisinde HDP yok’ diye soranlar oldu. Bizi tanımayanları biz hiç tanımıyoruz. Bu da bu türlü bilinsin. Bizi yok sayanları yeri geldiğinde, vakti geldiğinde yok saymasını biz de güzel biliriz. O altı siyasi partinin içerisinde bir adedini ayırın, başkalarının oy toplamı HDP’nin yarısı bile etmez.

“Yolumuz, üçüncü yoldur: Bu üçüncü yola herkes muhtaç olacak”

İşte bunun için hiç oralı olmamıza gerek yok. İşte bunun için biz, kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. Yolumuz, üçüncü yoldur. Bu üçüncü yola herkes muhtaç olacak, bir gün herkes mecbur olacak ve bizimle görüşmek için yanımıza gelecekler. Biz, o denli kolay lokma değiliz. Biz, sevgili Selahattin Demirtaş’ın dediği üzere, demirden leblebiyiz. Ağzınıza alırsanız dişleriniz kırılır. Elbette ki biz, demokratik bir muhalefeti, bir demokrasi iştirakini büyütmeye kararlıyız. Bu irademiz her vakit olacaktır. Demokrasi ittifakı dediğimiz bu yol, bir uğraş iştirakidir. Bu güç birliği hem tarihi hem de toplumsal gereksinimdir. Bu umudu tekrar inşa ediyoruz. Türkiye’nin bu çoklu krizden çıkış yolu, en güçlü demokrasi ittifakında buluşmaktır. Bütün bu birlikteliklerin sonunda Türkiye’nin bir barış, huzur ortamına ulaşabileceği yarınları daima birlikte getirebileceğimize kelam veriyoruz. Kâfi ki kararlı ve hamasetli olalım. Umut HDP’dir. Umut tüm Türkiye halklarındadır.”

TIKLAYIN | Kılıçdaroğlu: HDP’yi yok saymıyoruz