AYM’nin tahliye talebini reddettiği gazeteci Sedef Kabaş: Aslında bu kararla kendini inkar ediyor

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 27 gündür tutuklu olan ve Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı tahliye talebi dün reddedilen gazeteci Sedef Kabaş’ı ziyaret etti. Çakırözer aracılığıyla ileti yollayan Kabaş, “Anayasa Mahkemesi benimle ilgili ret kararıyla aslında kendini inkar ediyor” dedi.

Meslektaşı Çakırözer aracılığıyla bir ileti gönderen Kabaş, AYM’nin aldığı ret kararı ile kendini inkar ettiğini belirtti. Kabaş’ın bildirisi şöyle:

“Anayasa Mahkemesi benimle ilgili ret kararıyla aslında kendini inkar ediyor. Kendi kararlarını yok sayıyor! Zira Anayasa Mahkemesi, geçmişte verdiği kararlarda; siyasetçiler ve kamusal yetki kullanan bireyleri öteki vatandaşlara nazaran çok daha fazla tenkide katlanmak durumunda olduklarını söylüyor. AİHM kararları var. Kaldı ki, Türkiye imzaladığı memleketler arası kontratlar nedeniyle Anayasa’nın 90. hususu uyarınca da TCK 299’uncu unsurunu uygulanamaz kılmıştır! Biz bu ülkede kanunlara, anayasalara da güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz?”

“AYM, kendini inkar ediyor”

Kabaş, Çakırözer aracılığıyla gönderdiği mektupta şunları söyledi:

“Uçak biletimi alsanız dahi gitmem, buradayım”

Neye dayandırarak kaçacak kuşkusu var diyorsunuz? Hakkımda bugüne kadar sayısız kabahat duyurusu yapıldı, tekraren söze gittim. Kıymetli emniyet mensupları bilir. Tabire çağırdıklarında bir sefer olsun gitmemezlik etmedim. Yerim yurdum aşikâr. Adresim aşikâr. Kim kaçacakmış? Uçak biletimi alsanız dahi gitmem buradayım!

Hem hukuk karşısında hakkımı arayacağım hem bu ülkenin daha adil, özgür, demokratik bir nizama kavuşması için yıllardır verdiğim çabama devam edeceğim.

Anayasa Mahkemesi benimle ilgili ret kararıyla aslında kendini inkar ediyor. Kendi kararlarını yok sayıyor! Zira Anayasa Mahkemesi, geçmişte verdiği Başkan Balıkçı ve Ergun Poyraz kararlarında; siyasetçiler ve kamusal yetki kullanan şahısları öteki vatandaşlara nazaran çok daha fazla tenkide katlanmak durumunda olduklarını söylüyor. Buna nazaran, ‘normalde diğerine söylendiğinde hakaret kabul edilebilecek sözler üst seviye siyasetçi ve kamu görevlilerine söylendiğinde tenkit olarak sınıflandırılacaktır’ diyor. Anayasa bunu söylerken AİHM de şunu söylüyor: ‘Ülke Yöneticisina ayrıcalık tanıyan bir ceza kararı kelam konusu olamaz! Türkiye TCK 299’u yürürlükten kaldırmalıdır.’ Kaldı ki Türkiye imzaladığı milletlerarası kontratlar nedeniyle Anayasa’nın 90. unsuru uyarınca da TCK 299’uncu unsurunu uygulanamaz kılmıştır! Biz bu ülkede kanunlara, anayasalara da güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz?”

Çakırözer: Hakaretten kimsenin özgürlüğü elinden alınmamalı

Milletvekili Çakırözer ise, Kabaş’ı ziyaretinin akabinde yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sedef Kabaş’ın şu arda cezaevinde geçirdiği değil bir gün bir dakikası bile temel hak ve özgürlüklerin ihlalidir. Sedef Kabaş’ın bir an evvel özgür kalması gerekir. Ülke Yöneticisina hakaret suçlamasıyla Türkiye’de on binlerce soruşturma açılıyor, binlerce kişi kovuşturuluyor, dava takibine uğruyor ve ceza alıyor. Lakin hakaret suçlamasından bir kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılması Türkiye’de diğer bir ayıbı beraberinde getirmekte. O yüzden fikir, tabir, yorum nedeniyle gazeteci olsun, aydın, akademisyen olsun, yurttaş olsun hiç kimsenin özgürlüğü elinden alınmamalıdır. Bunu Türkiye’de garanti almak zorundayız. Türkiye’yi de en kısa müddette TCK 299 ayıbından kurtarmalıyız.”

TIKLAYIN | Anayasa Mahkemesi, Sedef Kabaş’ın ‘tedbiren tahliye edilmesi’ talebini reddetti