Demans tanısı konan Aysel Tuğluk’un avukatları: ATK 3. İhtisas Kurulu’nun raporu tek taraflı, çelişkili, bilimsellikten ve objektiflikten uzak bir içeriğe sahip

Beş yılı aşkın müddettir Kocaeli Kandıra cezaevinde tutuklu bulunan ve 15 Mart 2021’de ‘demans’ teşhisi konulan eski HDP Eş Genel Lider Yardımcısı Aysel Tuğluk’un avukatları, ATK 3. İhtisas Şurasının raporunu eleştirdi.

Tuğluk’un cezaevinde tek başına hayatını idame ettirebileceği tarafındaki kelam konusu raporun “tek taraflı, çelişkili ve yüzeysel görüşler içeren, ispata dayalı olmayan, bilimsellikten ve objektiflikten uzak bir lisana ve içeriğe sahip” olduğunu tabir eden avukatlar, “Sayın Tuğluk’un avukatları olarak bilimsellikten uzak kelam konusu rapora karşı Kocaeli CBS ve ATK Üst Heyet nezdinde itirazlarımızı sunduğumuzu ve şimdi Anayasa Mahkemesi’ne ihtiyati önlem talepli yapmış olduğumuz müracaatta rastgele bir karar verilmediği üzere hükümlü bulunduğu belgesinde da yapmış olduğumuz ferdî müracaatın üzerinden 2.5 yıl geçmesine karşın karara bağlanmadığını belirtiriz” dedi.

Yapılan açıklamada ayrıyeten, “Müvekkilimizin anayasal hakkı olan insan onuruna uygun şartlarda tedavisinin sağlanması için acilen tahliye edilmesi gerektiğinden hususun türel takibini her boyutta sürdürdüğümüzü ve kronik ilerleyici demans hastalığının geldiği evreyi inkar eden ve gerçeğe karşıt rapor düzenleyen sıhhat vazifelileri hakkında da ilgili müracaatlarımızı sürdürdüğümüzü bir defa daha tabir etmek isteriz” sözleri kullanıldı.

Açıklama şöyle:

Bilindiği üzere müvekkilimiz Sayın Aysel Tuğluk, uzun bir mühletten beridir tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumunda yakalanmış olduğu demans hastalığıyla uğraş etmektedir. Birinci olarak Şubat 2021 tarihinde Seka Devlet Hastanesinin teşhis koyup tedaviye başlamasının akabinde aralıklarla Kocaeli Devlet Hastanesi ve ATK İhtisas Dairelerinde muayeneleri gerçekleşmeye devam etmiştir.

Sayın Tuğluk’un sıhhat durumunun geldiği kademe yalnızca birlikte kaldığı arkadaşları, avukatları ya da aile üyeleri tarafından değil, ceza infaz kurumu işçisi ve yöneticileri tarafından da yakından gözlenmektedir. Belirtmek isteriz ki, unutkanlığının önemli boyutlarda olması ve sıhhat durumunun geldiği kritik evre sebebiyle cezaevi müşahede heyeti tarafından Mart 2022 tarihinden bu yana periyodik olarak “değerlendirmeye tabi tutmama” kararları verilmektedir. Bunun dışında cezaevi tabipliğinin ya da bağlı bulunulan ASM doktorunun reçete içerikleri de hastalığın geldiği etap sebebiyle bir oburunun yardımı olmaksızın cezaevinde ömrünü idame ettiremeyeceğini gösteren öteki evraklardır.

Son olarak, mart, nisan ve mayıs aylarında edindiğimiz tıbbi dokümanlar, birlikte kaldığı mahpusların yazılı tanıklıkları, avukatların müşahedeleri, cezaevi müşahede kararları ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın bilimsel mütalaası ile birlikte cezanın infazının ertelenmesi için Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatlarda bulunmamız üzerine müvekkilimiz ATK 3. İhtisas Kurulu’na günü birlik götürülmüş ve 22 Haziran 2022 tarihinde yeni bir rapor tanzim edilmiştir. Sayın Tuğluk’un cezaevinde yalnız kalamayacağına dair verilen sıhhat heyet raporları ile bilimsel uzman görüşlerinin tam aykırısı raporlar veren ve içeriğinde önemli çelişkiler barındıran ATK’nın farklı heyetlerinin evvelki değerlendirmelerine emsal formda hazırlanan son rapor, on kişilik bir şura tarafından hazırlanmış olup, müvekkilin üç ay mühletle günlük olarak izlenmesinin gerekliliği ve fakat bu üç ayın sonunda kesin kıymetlendirme yapılabileceğine dair üç üyenin muhalefet şerhini barındırmaktadır. ATK’nın son raporu, bir yandan Sayın Tuğluk’un muayene esnasındaki birçok testteki hatırlama seviyesinin çok zayıflığını göstermekte ve sayısal skorların ne kadar yetersiz olduğunu belirtmekte, öte yandan da bilimsellikten ve objektiflikten uzak formda “cezaevinde tek başına hayatını idame ettirebilir” sonucunu içermektedir. ATK 3. İhtisas Konseyinin raporu; tek taraflı, çelişkili ve yüzeysel görüşler içeren, delile dayalı olmayan, bilimsellikten ve objektiflikten uzak bir lisana ve içeriğe sahiptir.

Savcılığa sunmuş olduğumuz TİHV uzman görüşüne nazaran;

• Muayene kayıtları, psikometrik incelemeler, kişi hakkında düzenlenen raporlar, yazılan reçeteler, Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Yönetim ve Müşahede Konseyi Başkanlığı’nın kararları ve koğuş arkadaşları ve avukatları tarafından aktarılan bilgiler; “orta evrede, tipik bir demans”a işaret etmektedir. Demans kişinin kolay gündelik işlerini, yaşamsal ihtiyaçları ve şahsî hijyenini diğerinin dayanağı olmaksızın sağlayamayacağı bir duruma yanlışsız ilerleyen, kalıcı nitelikte bozulmaya yol açan bir hastalıktır.
• Tuğluk’un muayenelerine ilişkin kayıtlar ve bilgiler kronolojik olarak değerlendirildiğinde; evvelki muayenelere oranla yıkımın daha da arttığı, ilerleyici ve kalıcı nitelikte olan bu kinik tablonun; kişinin gerçeği değerlendirmesini, uygun ile kötüyü, gerçek ile yanlışı ayırt etmesini, bağımsız karar alabilmesini ve kararlarını özgür iradesiyle tek başına hayatına geçirmesini engelleyecek boyuta evrildiği anlaşılmaktadır.
• Mevcut demans tablosu nedeniyle “kişinin hayatını bir oburunun yardımı olmaksızın tek başına sürdürmesinin mümkün olmadığı, cezaevi şartlarına bir oburunun yardımı olmadan zarurî muhtaçlıklarını karşılayamayacağı” formunda iken ATK 3. İhtisas Konseyinin son raporu, hastalığın geldiği ağır kademeye karşın “cezaevinde kalabileceğine” dairdir.

Sayın Tuğluk’un avukatları olarak bilimsellikten uzak kelam konusu rapora karşı Kocaeli CBS ve ATK Üst Konsey nezdinde itirazlarımızı sunduğumuzu ve şimdi Anayasa Mahkemesi’ne ihtiyati önlem talepli yapmış olduğumuz müracaatta rastgele bir karar verilmediği üzere hükümlü bulunduğu evrakında da yapmış olduğumuz kişisel müracaatın üzerinden 2.5 yıl geçmesine karşın karara bağlanmadığını belirtiriz.

Müvekkilimizin anayasal hakkı olan insan onuruna uygun şartlarda tedavisinin sağlanması için acilen tahliye edilmesi gerektiğinden bahsin hukuksal takibini her boyutta sürdürdüğümüzü ve kronik ilerleyici demans hastalığının geldiği evreyi inkar eden ve gerçeğe ters rapor düzenleyen sıhhat vazifelileri hakkında da ilgili müracaatlarımızı sürdürdüğümüzü bir defa daha tabir etmek isteriz.

TIKLAYIN – Aysel Tuğluk’un avukatı: İsimli Tıp Kurumu’nun hazırladığı “cezaevinde kalabilir” raporunda nörolog imzası yok

TIKLAYIN – Adli Tıp Kurumu, Aysel Tuğluk için “cezaevinde kalabilir” raporu verdi!