Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Eminağaoğlu: Yalnızca Ülke Yöneticisi seçimleri kazanılıp TBMM’de çoğunluk sağlanamazsa, yasa bile çıkaramayacak bir iktidar ortaya çıkacak

Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu, bu seçim sistemiyle genel seçimlerin yapılması ve genel seçimlerde de muhalefetin ittifak yapmaması durumunda neler yaşanabileceğine dikkati çekti.

“Birlikte hareket eden AKP ve MHP genel seçimlerde 200’ün üzerinde milletvekili çıkarırsa, AKP’li bakan, başbakan, cumhurbaşkanları vazifeleriyle ilgili kabahatlerden Büyük Divan’a sevk edilemeyeceğinden, Anayasa değişmedikçe, bu şahıslardan hesap sorma talihi olmayacak. Birlikte hareket eden AKP ve MHP, 240’ın üzerinde milletvekili çıkarırsa, Anayasa değiştirilemeyeceğinden, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme bahtı da olmayacak” diyen Eminağaoğlu, “Sadece Ülke Yöneticisi seçimleri kazanılıp, TBMM’de çoğunluk sağlanamazsa, yasa bile çıkaramayacak bir iktidar ortaya çıkacak” diye uyardı.

Korkusuz muharriri Ahmet Takan’a konuşan Eminağaoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

“Şimdilik ittifakların, Ülke Yöneticisi seçimine yönelik oluşturulduğu görülüyor. Genel seçimlerde ise şimdilik ittifaklar konusundan yüksek sesle bahsedilmiyor. Ülke Yöneticisi seçimini kazanmak elbette kıymetli ve de kazanılmalı. Fakat onun kadar, yerine nazaran de ondan da değerlisi genel seçimlerden çıkacak sonuçlar.

Bu seçim sistemiyle genel seçimler yapılırsa ve genel seçimlerde de muhalefet ittifak yapmazsa neler mi olabilecek… Evvel bu sorunun cevaplarını ortaya koyarsak, nasıl hareket edilmesi gerektiği de esasen ortaya çıkıyor.

Birlikte hareket eden AKP ve MHP genel seçimlerde 200’ün üzerinde milletvekili çıkarırsa, AKP’li bakan, başbakan, cumhurbaşkanları vazifeleriyle ilgili cürümlerden Ulu Divan’a sevk edilemeyeceğinden, Anayasa değişmedikçe, bu şahıslardan hesap sorma bahtı olmayacak. Birlikte hareket eden AKP ve MHP, 240’ın üzerinde milletvekili çıkarırsa, Anayasa değiştirilemeyeceğinden, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme talihi da olmayacak.

Yalnızca Ülke Yöneticisi seçimleri kazanılıp, TBMM’de çoğunluk sağlanamazsa, yasa bile çıkaramayacak bir iktidar ortaya çıkacak.

Bu durumda AKP mevzuatı sürüp gidecek. Bir tarafta mümkün olan mevzularda Ülke Yöneticisi kararnameleri çıkarılabilecek, öte yandan tek bir yasa bile çıkarılamayacak yahut değiştirilemeyecek.

Gelecek günlerin sancılı olmaması için yeterli düşünmeli.

Bu sisteme nazaran Ülke Yöneticisi seçimleri kazanılıp, TBMM’de çoğunluk elde edilemezse, Millet İttifakı Çankaya’da, Cumhur İttifakı TBMM’de güç sahibi olabilecek.

Türkiye için daha tansiyonlu günlerin gelmemesi, Çankaya ve TBMM çatışmasının ortaya çıkmaması için yalnızca Ülke Yöneticisi seçimleri düşünülmeden, onun kadar ve hatta ondan da çok, genel seçimler de düşünülerek çalışılmalı.

Bu seçim sistemi ve Anayasa kararlarına nazaran kesin zafer, her durumda yalnızca Ülke Yöneticisi seçiminden geçmiyor. Bu durum kuşkusuz seçmen psikolojisi üzerinde çok tesirli.

Lakin kesin zafer, TBMM’de birlikte hareket edecek en az 360 milletvekili çıkarmak ve o yolla yapılacak ‘Anayasa değişikliklerini’ halka götürüp bir devri kapatmaktan, yeni bir devri başlatmaktan ve geçmiş periyottan hesap sormaktan geçiyor.

Ülke Yöneticisi seçimi elbette kazanılmalı, fakat aslında seçimler kazanıldığında amaç cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine son vermek olduğuna nazaran, Ülke Yöneticisi seçiminin kazanılamaması durumunda da, TBMM’de en az 360 milletvekili elde edilirse, yapılacak Anayasa değişikliğine gerekirse bir süreksiz unsur konulur.

Süreksiz unsurda, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine son verilmekle, o denli seçilen Ülke Yöneticisinın vazife müddeti, anayasa değişikliği yürürlüğe girince yahut yeni ülke yöneticisi seçilince sona erer de denilebilir…

Bu nedenle her durumda birlikte hareket edecek en az 360 milletvekilinin TBMM’de olması, yeni Ülke Yöneticisi seçimi kadar, hatta ondan da değerli.

Bu nedenlerle bir daha belirtmeli ki, evvel ve kesinlikle en az 360 milletvekili.

Sonra TBMM’de Anayasa değişikliği yapılarak, en azından Anayasa’nın yürütme ve yargı kısımlarını değiştirip, yürütme ve yargı organları mensuplarının misyonlarına anayasaya konulacak süreksiz hususlardaki kararlarla son verip, bu organların yeni baştan oluşturulması.

Aksi halde TBMM’de ve AYM’de (hatta HSK’de, hatta Yargıtay, Danıştay ve YSK’da) Cumhur İttifakı faal hayli, yalnızca Ülke Yöneticisi seçimini kazanmak demek yalnızca yeni tek adam demek…

Ülke Yöneticisi seçimi kesinlikle kazanılmalı. Her durumda seçim ve de seçimleri kazanmanın yolu ise, Anayasa zati değiştirileceğine nazaran, TBMM’de birlikte hareket edecek en az 360 milletvekili çıkarmak ve gerekirse Anayasa’ya bir süreksiz husus konulup Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine nazaran seçilen Ülke Yöneticisinın vazife müddetine sona verip, yeni bir periyoda adım atmaktan geçiyor.”