Fatih Altaylı: Aslında elektrikte hepimize giren kazığın, kesilip ucunun sivrileştirildiğini birlikte gördük

HaberTürk gazetesi muharriri Fatih Altaylı, elektrik faturalarına ait olarak, “Aslında elektrikte hepimize giren kazığın, kesilip ucunun sivrileştirildiğini birlikte gördük. Her şey ‘özelleştirme’ ismi altında 10-12 yıl evvel başladı” kanısını lisana getirdi. 

Altaylı yazısında, “Kemal Kılıçdaroğlu, elektrik artırımları geri alınıncaya kadar elektrik faturalarını ödememe kararı almış. ‘Adalet Yürüyüşü’ ile başlattığı pasif direnişe devam edeceğini gösteren, “Gandi Kemal” lakabını hak etme uğraşının yeni bir adımı. Kemal Beyefendi elektrik faturalarını öder mi ödemez mi başka bir tartışma konusu fakat memlekette pek çok kişinin istese bile elektrik faturalarını ödeyemeyeceği kesin. Aslında elektrikte hepimize giren kazığın, kesilip ucunun sivrileştirildiğini birlikte gördük. Her şey ‘özelleştirme’ ismi altında 10-12 yıl evvel başladı. Hükümete yakın, iktidar ile iş tutmayı yeterli beceren birtakım şirketler, özelleştirme ihalelerinde bölümün eskilerini ve işi bilenlerini hayrete düşürecek kadar yüksek fiyatlarla özelleştirme ihalelerini aldılar. 21 dağıtım bölgesi 2009 ila 2012 yılları ortasında toplam 13  milyar dolar bedelle özelleştirildi.Sözde rekabet olacak, hizmet kalitesi artacak, yatırım yapılacak, kayıp kaçak azalacağı için fiyatlar düşecek, son kullanıcı olan bizlere yarayacaktı bu iş.” sözünü kullandı.

Altaylı şunları kaydetti: 

“Lakin o denli olmayacağı 2012 yılı sonunda aşikâr olmaya başladı. Özelleştirme sırasında tüketiciye enerjiyi ulaştırmakla vazifeli bu şirketlere muhakkak bir kâr hissesi veriliyordu. Lakin özelleştirmeler tamamlandıktan sonra dağıtım ihalelerini alanlar bir uyanıklık yaptılar. Kendilerini ikiye böldüler. Dağıtım şirketi ve misyon tedarik şirketi olarak ikili kümeler oldular.

Mesela şayet İstanbul’da Anadolu yakasında iseniz sizin gücünüzü AYEDAŞ Anadolu Güç Dağıtım AŞ getiriyor fakat size faturayı kesen EnerjiSA İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Perakende Satış AŞ. Hani bazen soruyorsunuz ya “Tarlada 1 liraya satılan domatesi ben niçin 10 liraya alıyorum” diye. Motamot o denli. Aracı artıyor, fiyat katlanıyor.Bu şirketlerin hesaplarına baktığınız vakit yatırım yapmış üzere de görüyorlar aslında lakin Isparta örneğinde de gördük, yatırımı da tekrar kendi şirketleri üzerinden yapıyorlar. Tam bir bu yakalamış, bu getirmiş, bu pişirmiş durumu. Siz hani bana hani bana diyensiniz. Bu tarafta anlatılacak çok öykü var, anlat derseniz onu da anlatırız.”