HaberTürk müellifi Karaca: Kılıçdaroğlu yıllar evvel bir şeyi fark etti…

HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, 6 muhalefet başkanının bir ortaya gelmesinde “birleştiren” rolünü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun üstlendiğini söyleyerek, “Kılıçdaroğlu yıllar evvel bir şeyi fark etti” dedi. Karaca, “CHP’nin alternatif üretecek ve alternatif olacak bir partiye dönüşmesi için ‘Ağrısız başım, tuzsuz aşım, bana ne, ben aslında rejimin zabitanıyım’ çizgisinden uzaklaşmak zorunda olduğunu… Ülkedeki geniş ve yaygın sosyolojilerle barış yapmak gerektiğini… Kürtlerle de, dindar, muhafazakar çoğunlukla da konuşma aralığında olmak gerektiğini, en azından anlamaya çalışma gayretini yanına almış bir diyalog içinde olmayı, hatta ufak ufak bu sosyolojilerin de parti içinde temsiline kapı aralamak gerektiğini…” tabirini kullandı. 

Karaca, yazısında “Sezgin Tanrıkulu’nun, Mehmet Bekaroğlu’nun, Cihangir İslam’ın, Sevgi Kılıç’ın CHP’li olma süreci de bununla ilgiliydi, Ekrem İmamoğlu üzere lokal seçim öncesi hiç tanınmayan bir profil ismine risk alınarak İstanbul’un kazanılmasına giden yolun açılması da bununla ilgiliydi. 2018 seçimlerinde Abdullah Gül’ün yeterli bir Millet İttifakı çatı adayı olacağını düşünmesi de…” kanısını lisana getirdi. 

Karaca, “Zira siyaseti bir bağcı dövme sanatı olarak gören CHP geleneğine inat, Kılıçdaroğlu üzüm yeme peşindeydi. Lakin üzümünü ye, bağını sorma tipinden bir siyaset seyahati da değildi bu. Her şeyi fazla fazla sorgulayan, hesap soran, vakit zaman ‘istemezük’ kazanları kaldıran, kazanmayı değil haklı çıkmayı daha önemli gören, “Kinim dinimdir” şiarıyla yaşayan bir partiyi uzun sürecek bir maraton koşusuna çıkardı. Kopuşlar oldu, gidenler oldu, partinin Atatürkçü çizgisinin bozulduğunu sav edenler oldu. Ancak büsbütün anlamasa da yapılanların gerçek olduğunu hissedenler çoğunluktaydı” dedi. 

Karaca, kelam konusu ittifakın en temel iletisinin güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş olduğunu lisana getirerek, şöyle devam etti:

“Eski parlamenter sistemde Haşim Kılıç’ın harika sözüyle yargı tarafından kuşatılmış bir siyaset vardı ve bu âlâ değildi. Fakat artık de siyaset tarafından kuşatılmış bir yargı var, der Kılıç. Çok açıktır ki bu da yeterli değil.

Bağımsız bir yargının, kuvvetler ayrılığının, yöneticilerin hesap verebilir olmasının, idarenin şeffaflığının, keyfi atamalar ile değil ihtisas ve uzmanlıkla şekillenen kurumsallaşmanın, bağımsız olması gereken kurumların olması gereken tedbirleri alabilmesinin değeri ihmal edildiği için bugünkü sıkıntıları yaşıyoruz.

Güçlendirilmiş parlamenter model talebi, kuru bir model tartışması değil, topuzu kaçmış kantarı tekrar dengeleme ve terazinin düzgün tartmasını sağlama gayreti aslında. Ülkeyi ekonomik toplumsal felaketlere savrulmaktan koruyacak, suyun yüzeyinde tutacak formülü üretme çabası burada kelam konusu olan.

O yüzden “Halk tencerem kaynamıyor kederinde, kimin umurunda güçlendirilmiş parlamenter sistem?” üzere tenkitler mugalatadan ibaret. Lakin güçlendirilmiş parlamenter modelin yokluğu ile yaşanan problemler ortasındaki bağı kuracak tesirli bir siyaset lisanı oluşturulmazsa milletin ittifaka duyduğu ilgiyi kaybedeceğini görmek de çok sıkıntı değil. Türkiye masası için maraton artık başlıyor.” 

• Gökçer Tahincioğlu’nun tahlili: 5 saat 15 dakikalık dorukta aday konuşulmadı, prensiplerin konuşulması benimsendi: Yeni sistem için açıklama 28 Şubat’ın yıl dönümünde yapılacak
•  Muhalefet tepesi bildirisi: Krizin nedeni ‘başkanlık’ sisteminin keyfi uygulamaları, mutabakat metnimiz 28 Şubat’ta milletimizle paylaşılacak