Gündem
İBB meclis üyesi Suat Sarı: İstanbul Havalimanı hakikat yere inşa edilmedi
İstanbul Havalimanı’nda ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda uzun saatlerce insanların mahsur kalmasına ait İBB Güzel Parti meclis üyesi Ulaşım Uzmanı …
İstanbul Havalimanı’nda ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda uzun saatlerce insanların mahsur kalmasına ait İBB Güzel Parti meclis üyesi Ulaşım Uzmanı Suat Sarı, yaşanan problemlere ait sözlerinde Valilik ve İBB’nin uyum halinde olmadığını belirtmesinin yanı sıra iklim koşullarından ötürü havalimanının yanlışsız yerde inşa edilmediğini ve bununla birlikte bölgede metro, otel ve otoyollarda ise müdahale ünitelerinin bulunmadığını sıraladı.
İstanbul Havalimanı’nın pozisyonundan ötürü çok fazla yağış almasıyla binlerce kişi, gerek uçaklarda gerek terminalde ve etrafındaki Kuzey Marmara Otoyolu’nda mahsur kaldı. İstanbul’un birçok noktasında TEM Otoyolu, D-100 Karayolu, Kuzey Marmara Otoyolu’nda yaşananlara yönelik Karar’a konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Güzel Parti meclis üyesi Ulaşım Uzmanı Suat Sarı, Sivil Havacılık kurallarına uyulmadığını ve havalimanlarında, yollarda işletmelerin insanların mahsur kalmasına neden oldukları için işletmelerin kabahat işlediğini belirtti. Tıpkı vakitte tüm yaşananların bir öteki nedenlerinden biri de Valilik ile İBB’nin uyum kuramaması olduğunu ve firmaların kontratlarında kara müdahale araçlarının olup olmadığını ve cezai bir yaptırım uygulanıp uygulanmayacağını da sorduğunu belirtti.
Karadeniz’den ağır rüzgar alan bir bölgede yer alan İstanbul Havalimanı’nın yanlış yere yapıldığını belirten Sarı, uçakların Atatürk Havalimanı’na inmesi durumunda hiçbir yolcunun mahsur kalmayacağını vurguladı ve “Tüm metropollerde en az 3 havalimanı varken bizi neden İstanbul’da 2 havalimanına mahkum ediyorlar?” dedi.
Kurallara nazaran çalışılmadığını belirterek kelam konusu işletmelerin denetlenmemesine reaksiyon gösteren Sarı şu kelamları kaydetti:
“Sivil Havacılık kurallarına nazaran insanları uçakların içinde ya da apron otobüslerinde 6 saatten fazla tutamazsınız”
”Ben 5 yıl boyunca Havalimanı’nda Havaş’ta çalıştım. Çelebi Kümesi’nde da yöneticilik yaptım, 17 yıldır bu kesimin içindeyim. Neyin ne olduğunu çok düzgün biliyorum. Sivil Havacılık kurallarına nazaran insanları uçakların içinde ya da apron otobüslerinde 6 saatten fazla tutamazsınız. Bu yaşanılan olaylarda benim arkadaşım, İstanbul-Adana uçağında 8 saat, apron otobüsünde ise 2 saat bekletildi. Sürücüye ısrar ederek ve terminalin kapısını kırarak terminalin içine girebildiler. Kuzey Marmara Otoyolu’nda da sorun olduğu için terminalde sabahladılar. TAV üzere alanında uzman bir firma varken IGA üzere 3 yıllık bir işletmenin terminal işletmeciliğinde beceriksizliği ortaya çıktı. Kurallara nazaran insanları uçakta 6 saatten fazla bekletemezsiniz; kesinlikle otele götürmek zorundasınız. Yeme-içmesini temin etmek zorundasınız. Onu da yapmadılar. Burada da IGA’da hata var.”
“Karadeniz’den gelen rüzgarlar sebebiyle iklim kurallarına nazaran mantıksız bir havalimanı”
“Dünyada havalimanlarının etrafına evvel metro yapılır, oteller teşvik edilir ve oteller yapılır ve hatta havalimanları kent dışında olduğu için daha ucuz ve yürüme uzaklığındadır ki rastgele ani iniş durumunda, tahliye durumunda beşerler otellerde kalabilsin. İstanbul Havalimanı’nın etrafında 2-3 yataklı otel dışında hiçbir şey yok. Beşerler bu durumda gidecek yer bulamıyorlar. Büyük bir plansızlık var. Halbuki biz 2024 yılında havalimanını açsaydık -ki esasen yeri gerçek yer değil- Atatürk Havalimanı’nda bu hizmet olacaktı. Zira o gün Atatürk Havalimanı’nda kar 10 santim iken İstanbul Havalimanı’nda 45-50 santimdi. Daha sıkıntı ve iklim kaidelerine nazaran mantıksız bir havalimanı orası Karadeniz’den gelen rüzgarlar sebebiyle. Bir sefer yer olarak da yanlış yere yapıldı fakat Moskova’da 3 tane memleketler arası 3 tane de iç çizgi uçabilen havalimanı var.”
“Neden bizi 2 tane havalimanına mahkum ettiniz?”
Memleketler arası otoyollarda olması gereken Müdahale Üniteleri yerinde restaurantların olmasının nedenini de soran Sarı, tüm bu sorularının cevaplarının açığa çıkması gerektiğini şu sözlerle ifade etti:
“Neden bizim otoyollarımız, Avrupa ya da Amerika’daki standartlardaki üzere Müdahale Üniteleri konulmuyor?”
”Her şeyin başı kontrol. Kontrol olmadığı sürece de bunları çözmek mümkün değil. Şu anda metro yok. Bundan sonra başımıza tıpkı şeyler gelince devlet ne yapacak? İnsanları nasıl tahliye edecek? Artık beşerler havalimanında mağdur oldu. Kuzey Marmara Otoyolu’nda 17 saat mahsur kaldılar. Bu beşerler manevi, ruhsal ve maddi olarak ziyan gördü. Travma atlatanlar oldu. Bunun karşılığında Kuzey Marmara Otoyolu işletmesine ne ceza verilecek? Firma neden çıkıp da ‘biz şu yanılgıyı yaptık, bunu yapamadık.’ diye bir açıklama yapmadı? Kuzey Marmara Otoyolu’nu işleten firmanın kontratında kaç tane kar küreme ve kara müdahale aracı var? Ya da kontratta bu türlü bir unsur var mı? Bu tetikleniyor mu denetleniyor mu? Memleketler arası yolda bunlar istendi mi kontrat ile? İşleten bunları alıp depolarına koydu mu? Bunlar denetlendi mi? Neden bizim otoyollarımız, Avrupa ya da Amerika’daki standartlardaki üzere Müdahale Üniteleri konulmuyor? Neden Avusturya’da her 30-40 kilometrede bir Müdahale Üniteleri (solüsyon, tuz yerleri) ve sürücülerin dinlenme yerleri varken bizde sırf restaurant var. Yalnızca para kazanmak için restaurant koyuyorlar, müdahale yerleri koymuyorsunuz? Bunların açığa çıkması lazım.
