Karar müellifi Ocaktan: Sanki cami mihrabında ‘dil koparma’ tabirlerinin kullanılmasından ötürü kaç dindar insanın yüreği acımıştır?

Karar gazetesi müellifi Mehmet Ocaktan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyük Çamlıca Camii’nde  kullandığı “Hz. Adem efendimize kimsenin lisanı uzanamaz; o lisanları yer geldiğinde koparmak bizim vazifemizdir” sözlere ait olarak, “Acaba cami mihrabında ‘dil koparma’ sözlerinin kullanılmasından ötürü kaç dindar insanın yüreği acımıştır?” fikrini lisana getirdi. 

Ocaktan yazısında, “28 Şubat’ta ikna odalarına sokulan genç için yüreğimiz nasıl yandıysa, bugün özgürlükleri ellerinden alınan, haklarında hata icat edilerek AİHM kararlarına rağmen ‘adil yargılanma’ hakkı ellerinden alınarak cezaevinde tutulmaya devam edilen beşerler için de dindarların içi acır mı? Geçmişte İmam-Hatip mezunlarının üniversiteye girişlerinin önünün kesilmesine itiraz etmek insani bir davranıştı ve iç acıtıcıydı. Pekala bugün KPSS’de tam puan aldıkları halde mülakatta hakları ellerinden alınan gençler için de dindarların içi acır mı? Mescitler bu ülkede yaşayan herkes için çok kıymetli manevi yerlerdir, bu yüzden de her türlü ayrımcı fikirden ve bilhassa de siyasi uğraş arenası olmaktan itinayla korunmalıdırlar. Sanki cami mihrabında ‘dil koparma’ sözlerinin kullanılmasından ötürü kaç dindar insanın yüreği acımıştır?” diye sordu.

Ocaktan şunları kaydetti:

“Yıllardır Bosna, Filistin ve diğer mazlum coğrafyalara karşı kelamda de olsa hassaslık sergileyen dindar muhitlerin vicdanında Doğu Türkistanlılar için de acı hissi var mıdır? Biliyorum, kendilerini iktidarla çok fazla özdeşleştiren ve iktidarı dindar özelliklerinden ötürü adeta kutsallaştıran dindar topluluk için bu cins sorular hayli can sıkıcı… Zira eleştirel niyetin iktidar nimetlerine ziyan vereceğine inanıyorlar ve bu yüzdende dindarlık konforlarına halel gelmesini istemiyorlar…Ama bilmemiz gerekiyor ki hiçbir iktidar sonsuz değildir, münasebetiyle temel kıymetli olan yalnızca nimetler değil, tıpkı vakitte ahlaki erdemlerdir ve de gerçek bir dindarlık bilincidir…”