Yurt dışına göç eden tabipler Meclis gündeminde: “Doktorlar kaçıyor, bakanlık izliyor”

İyi  Parti İzmir Milletvekili ve Genel Lider Başdanışmanı Aytun Çıray, çalışmak için yurt dışına göç eden hekimlerin sayısındaki artışı Meclis gündemine taşıdı. Kendisi de bir doktor olan Sıhhat Bakanı eski müsteşarlarından Aytun Çıray, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’ya cevaplaması için bir soru önergesi vererek tabip göçünün önüne geçilmesi ve hekimlerin özlük haklarının uygunlaştırılması için “hangi tedbirleri alacaksınız” diye sordu.

“Doktorlar kaçıyor, bakanlık izliyor”

Çıray, resmi sayılara nazaran son iki yılda yurt dışına göç eden hekimlerin sayısının 3 bini geçtiğini belirtti. Bilhassa salgınla çaba veren tabiplerin ve sıhhat çalışanlarının  gelir yetersizliği, şiddet ve baskılar sonucunda yurt dışına yönelmelerinden büyük ıstırap duyduğunu belirten Çıray, önemli bir sayıya ulaşan tabip göçüne yetkili organların artık dur demesi gerektiğini vurguladı. Çıray şöyle devam etti:

2012’de yalnızca 59 hekim yurt dışına taşınma hedefiyle müracaat yaparken 2021’in birinci 11 ayında bu sayı 1200’ü aşmış, geçtiğimiz Aralık ayı itibariyle 1400’e dayanmıştır. Öteki yandan yaklaşık 8 bin tıp öğrencisinin ise mezun olduktan sonra hayatlarını Avrupa ülkelerinde kurmak istedikleri kamuoyu araştırmaları tarafından ortaya konmaktadır. Sıhhat Bakanlığı, kelam konusu doktor göçünün bu kadar artmasına neden olan ekonomik ve toplumsal nedenleri tespit edip derhal gerekli önlemleri almak için daha neyi bekliyor?

Çıray, fazla mesai, uzun nöbet saatleri, düşük fiyat, liyakat sorunu, sıhhatte şiddet olayları, mobbing ve kuvvetli çalışma şartlarını tabip göçündeki artışın nedenleri olarak sıralarken,  bilhassa 26 – 35 yaş aralığındaki genç Türk hekimlerin doktor göçünün büyük bir kısmını oluşturduğunu belirtti.  Başta Almanya ve İngiltere üzere ülkelere gidebilmek için Türk Tabipler Birliği’nden düzgün hal evrakı başvurusu yapan doktor sayısındaki artışın son on yılda 24 kat arttığını belirten Çıray, gelişmiş ülkelerin tabipler ve sıhhat çalışanları ile ilgili ekonomik ve toplumsal haklar bağlamında insani ve hakkaniyetli düzenlemeleri ciddiyetle uyguladığını hatırlattı.

Çıray şunları söyledi:

Türkiye, sıhhat sistemi açısından çözülmesi gereken birtakım önemli sorunlarına karşın, komşu ülkelerle karşılaştırıldığında bilhassa pandemi öncesindeki durumuyla tedavi, metot ve şartları ile tercih edilen bir ülke pozisyonundaydı. Dünya çapında çok başarılı tıp hekimleri yetiştiriyorduk. Pandemi ile birlikte koşulların başta tabiplerimiz üzerinde giderek ağırlaşması, bu pozisyonu sarstığı üzere,  sıhhat sistemimizin yapısal zaaflarını derinleştirerek büyük bir sorun yumağı haline dönüşmesine yol açtı.  Son devirde hekimlerimizin beyin göçü konusunda başı çekmesi bu durumun açık bir göstergesidir. Sıhhat sistemimizin hak ettiği yerde olması, milletimizin de geleceğinin teminatlarından biridir.

“Genelde hükümetin, özelde Sıhhat Bakanlığı’nın siyasetleri yüzünden ortaya çıkan bu olumsuz tabloya bakıldığında,  vakit kaybetmeksizin önemli tedbirler alınıp yeni düzenlemeler getirilmediği takdirde, durumun vahametinin daha da ciddileşeceği hem sektörel olarak hem de yapılan kamuoyu araştırmaları ile öngörülmektedir. Hem sıhhat çalışanlarının meselelerinin çözülmesi, hem de Türk sıhhat sistemi ve milletimizin geleceğinin tehlikeye atılmaması açısından güzelleştirici tarafta radikal adımların hiç vakit kaybetmeden atılması koşuldur.”

Çıray’ın yönelttiği sorular şöyle:

1. Son 5 yılda kaç tıp hekimi ve sıhhat çalışanı yurtdışına göç etmiştir?
2. Şu anda kalıcı biçimde yurtdışına gitmek emeliyle güzel hal müracaatında bulunan ve kıymetlendirme etabında olan kaç tabip bulunmaktadır?
3. Sıhhat kesimindeki yurtdışına göç dalgasındaki dramatik artış nedeniyle hekim ve sıhhat çalışanı gereksinimi bulunmakta mıdır? Şayet öyleyle bu gereksinim daha çok hangi uzmanlık alanlarında görülmektedir?
4. Başta hekimler olmak üzere sıhhat çalışanlarının yurtdışına göç etmelerindeki temel nedenler olan fazla mesai, uzun nöbet saatleri, düşük fiyat, liyakat sorunu, şiddet olayları, mobbing ve şiddetli çalışma şartları hususlarında uygunlaştırıcı ve göçü önleyici önlemler almayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız bu önlemler nelerdir?