AYM Lideri Arslan: Kişisel müracaatın sürdürülebilmesi kararların uygulanmasına bağlıdır

Anayasa Mahkemesi (AYM) Lideri Zühtü Arslan, “Hukuk sistemimiz açısından büyük bir kazanım olan ferdi müracaatın sürdürülebilmesi verilen kararların yeni ihlalleri önleyecek formda uygulanmasına bağlıdır. Bu da hiç kuşkusuz yönetimin, mahkemelerin ve yasama organının yalnızca somut ihlali gidermekle yetinmeyip yeni ihlallerin önlenmesine yönelik önlem almasını gerektirmekte” dedi.

AYM’nin yeni üyesi Kenan Yaşar’ın yemin merasimine Ülke Yöneticisi ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Lideri Mustafa Şentop, Ülke Yöneticisi Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AKP Genel Lider Vekili Binali Yıldırım, Yargıtay Lideri Mehmet Akarca, Kamu Başdenetçisi Erdem Malkoç, Türkiye Barolar Birliği Lideri Erinç Sağkan katıldı.

“Adaletin gerçekleştiğinin görülmesi gerekir”

AYM Lideri Zühtü Arslan, AYM üyelerinin misyonlarının yemin metninde özetlendiğini belirterek, “Yasama ve yürütme yetkisini kullananlar üzere AYM üyeleri olarak bizler de misyona başlarken, Anayasayı, temel hak ve özgürlükleri koruyacağımıza dair kelam veriyoruz. İnsanın hakları, hukuk-adalet üzerine Mukaddime’de söylenenlerin benzerilerini, devlet geleneğimizde değerli yere sahip olan siyasetnamelerde de bulmak mümkündür. Nizamülmülk’ten Tunuslu Hayreddin Paşa’ya kadar idare üzerine düşünen çabucak herkes adaletin tesisi ile temel hakların korunmasının toplum ve devlet hayatının devamı bakımından hayati derecede değerli olduğunu vurgulamışlardır. Öte yandan tarihi deneyim adaletin sağlanmasının bir kelam ya da telaffuz değil hareket problemi olduğunu göstermiştir. Adaletin gerçekleşmesi, gerçekleştiğinin de görülmesi gerekir. Hareket olarak adalet hakkaniyete uygun tarafsız bir yargılama yaparak hakkı tespit etmeyi ve tespit edilen hakkı teslim etmeyi gerektirmekte”  diye konuştu. 

Arslan, anayasal adaletin sağlanmasında ve temel hakların korunmasında Anayasa Mahkemelerinin değerli bir rol oynadığına vurgu yaparak şu sözleri kullandı:

“Bu manada kuruluşunun üzerinden 60 yıl geçen Türk Anayasa Mahkemesi de bilhassa kişisel müracaatın kabulüyle birlikte temel hak ve özgürlükleri muhafaza vazifesini en yeterli biçimde yerine getirmenin uğraşı içindedir. Mahkememiz gerek norm kontrolünde gerekse ferdi müracaat ve başka işlerde hak eksenli yaklaşımla kararlar vermeye devam etmekte. Bu kararlarda ömür hakkından, adil yargılanma hakkına, özel hayata hürmet hakkından tabir özgürlüğüne kadar, Anayasa ve kanunlarla teminat altına alınan insanımızın temel hak ve hürriyetlerinin demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez ögeleri olduğu vurgulanmakta”

“Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında vurgulandığı üzere kişisel müracaat kurumu temel hak ve özgürlüklerin korunması, geliştirilmesinde bireylere en üst seviyede teminat sağlamakta. Başka yandan kişisel müracaattaki 10 yıllık deneyimimiz, bize bu hak arama yolunun tesirli olabilmesinin verilen ihlal kararlarının yerine getirilmesine bağlı olduğunu göstermiştir. Anayasa Mahkemesi, yargı kararlarının icrasının yargılama sürecinin tamamlayıcı ögesi olduğunu, kararın uygulanmaması halinde yargılamanın da bir manasının kalmayacağını belirtmiştir. Yargılamanın anlamsız hale geldiği yerde ise toplumun hukuka ve yargıya olan itimadının zedeleneceği açıktır” 

“Bunun yanında ferdi müracaatın objektif tesiri, ihlal kararlarının dikkate alınarak tıpkı bahiste ortaya çıkabilecek yeni ihlallerin önlenmesini gerektirmekte. Bu noktada Anayasa Mahkemesinin ihlalin kaynağına ait tespitleri ehemmiyet kazanmakta. Hak ihlali yerleşik idari uygulamadan, yargısal yorumdan yahut şahsen kanundan kaynaklanabilmekte. İhlalin kaynağına nazaran yönetimin, yargı yahut yasama organının harekete geçerek Anayasanın ihlaline neden olan sorunu ortadan kaldırması ve emsal ihlalleri önlemesi beklenmekte. Sonuç olarak, hukuk sistemimiz açısından büyük bir kazanım olan ferdi müracaatın sürdürülebilmesi verilen kararların yeni ihlalleri önleyecek halde uygulanmasına bağlıdır. Bu da hiç kuşkusuz yönetimin, mahkemelerin ve yasama organının yalnızca somut ihlali gidermekle yetinmeyip yeni ihlallerin önlenmesine yönelik önlem almasını gerektirmektedir” 

Arslan’ın konuşmasının akabinde yeni üye Kenan Yaşar ant içti. Arslan, misyonuna başlayan Yaşar’a kisve giydirdi. (DHA)