Hablemitoğlu cinayeti: Adım adım izlenmiş

AKP periyodunda işlenen birinci faili meçhul cinayet olma özelliği taşıyan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastinin firari şüphelisi eski Özel Kuvvetler Subayı Nuri Gökhan Bozkır, Ulusal İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Türkiye’ye getirilerek Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edildi. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde yakalanan ve IŞİD’e gönderilmek istenen soğan yüklü TIR’daki patlayıcı unsurlar davasının da firari sanığı olan Bozkır, Hablemitoğlu cinayetinin gözaltına alınan birinci kuşkusu oldu.

Bozkır’ın, öldürülmeden dört gün evvel Eskişehir’e giden Hablemitoğlu’nu Sivrihisar’a kadar takip ettiği, ders verdiği Ankara Üniversitesi’nin Tandoğan’daki yerleşkesinin etrafındaki birtakım bireylerin de o gün Bozkır’ı aradığı belirtiliyor. Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın, Bozkır’ın yakalanmasının değerli olduğunu belirtirken cinayetin ardındaki siyasi saiklerin de ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. 

AKP devrinin birinci faili meçhul cinayeti

18 Aralık 2002 tarihinde başkentteki konutunun önünde öldürülen Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, AKP iktidarı devrinin birinci faili meçhul cinayetiydi. Hablemitoğlu belgesi, uzun yıllar adliyenin tozlu raflarında bekletildi. Lakin 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra evrakta dikkat çeken gelişmeler yaşandı. Gazeteci Zihni Çakır, Gülen yapılanmasına ait Çatı Dava’da verdiği bir söz, Hablemitoğlu cinayetinin tetikçisi olarak hala kritik bir devlet kurumunda çalışan bir vazifelinin ismini verdi.

Davanın eklerinden bu ifadeyi bulan Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın, cinayet soruşturmasını yürüten savcılığa başvurarak Çakır’ın sözünün alınmasını istedi. Tabiri alınan Çakır ise kendisine bu ismi veren kişinin Nuri Gökhan Bozkır olduğunu kaydetti. Lakin İçişleri Bakanlığı ile yapılan yazışmada, kelam konusu kamu görevlisinin cinayet tarihinde yurt dışında olduğu bildirildi.

Bu ortada eski Özel Kuvvetler mensubu Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır, Şanlıurfa’da 2015 tarihinde soğan yüklü TIR’larla IŞİD’e patlayıcı unsur taşınması olayına ismi karışınca yurt dışına kaçtı. Savcılık, Ukrayna’da bulunan Bozkır ile e-posta üzerinden yaptığı yazışmalardan cinayetin içinde Bozkır’ın da bulunabileceğinden kuşku etti.

Bozkır Hablemitoğlu’nu takip etmiş

Pekala, Bozkır’ın Hablemitoğlu cinayetiyle irtibatı nasıl tespit edildi?

Savcılık, Bilgi Teknolojileri ve Bağlantı Kurumu’ndan Hablemitoğlu’nun meskeninin etrafındaki sinyal kayıtlarını istedi. Burada yapılan incelemede, eski Yüzbaşı Bozkır’ın cinayet gününde konutun etrafında sinyal verdiği belirlendi. Bozkır’a ait kanıtlar sırf bununla sonlu olmadı.

Necip Hablemitoğlu, cinayetten dört gün evvel Eskişehir’e bir konferensa giderken Sivrihisar’a kadar Bozkır’ın kendisini takip ettiğine ait sinyal bilgileri tespit edildi.

Tıpkı vakitte Hablemitoğlu’nun ders vermek gayesiyle bulunduğu Ankara Üniversitesi’nin Tandoğan’daki yerleşkesinin etrafında sinyal veren birtakım şahısların de o gün Bozkır’ı aradıkları belirlendi.

Yeniden, Hablemitoğlu’nun meskeninin önünde kuşkulu olarak görülen aracın sahiplerinin emniyete söz vermeye gitmeden evvel Bozkır’ı aradıkları kayıtlara girdi.

Öte yandan Hablemitoğlu’nun, devlet içindeki Gülen yapılanmasını anlattığı “Köstebek” kitabı nedeniyle bu örgütün de amacında olduğu belirtildi. Kitabın yayınlanmaması için Hablemitoğlu ile irtibat kurmaya çalıştığı tabir edilen örgütün yöneticilerinden Mustafa Özcan ile Enver Altaylı’nın da evrakta kuşkulu olduğu öğrenildi.

“Arkasındaki siyasi güç bulunmalı”

DW Türkçe’ye konuşan Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın, Bozkır’ın yakalanmasının değerli olduğunu kaydetti. Fakat bu evrakta sadece tetikçilerin değil, ardındaki güçlerin de açığa çıkarılması gerektiğini belirten Barkın, şunları kaydetti:

“Uğur Mumcu suikasti faili meçhul bir suikast değil aslında. Lakin aile için faili meçhul. Hablemitoğlu suikastinde de tetikçinin bulunması yetmez, gerisindeki siyasi talimatın, siyasi saiğin ne olduğunu tespit etmeniz lazım. Bu da yetmez. Tıpkı vakitte bu kadar yıldır bu türlü bir soruşturma gerçekleşemememişse şayet hazırlık soruşturmasından itibaren olay yeri inceleme, hazır soruşturmasında misyon yapan emniyet mensupları, savcıların kendileri, bütün bunların alakalarının de çok önemli araştırılması gerekir.”

“Hele siz bu suikasti aydınlatmayı namus borcu olarak lisana getirmiş ve bu suikastin yakın tarihte faili meçhul kalmış tek suikast olarak tabir etmiş bir devletseniz bu sizin için daha büyük yanılgıdır. Hasebiyle Nuri Gökhan Bozkır’ın sözünün alınması, bu suikaste dair önemli bir bilgi açığını ortadan kaldıracak. Ancak daha fazlasını yapmak lazım.”

Barkın, Bozkır’ın vereceği tabirin akabinde kimi bireylerin daha tabirlerinin alınacağını ve suikaste ait önemli adımların atılacağını kaydetti.

IŞİD’e patlayıcı unsur taşımaktan dava açıldı

Nuri Gökhan Bozkır, Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde yakalanan ve IŞİD’e göndrerileceği tespit edilen patlayıcı materyal ve kabloları (EYM imalinde kullanılan infilaklı fitil) olayının firari sanığıydı. 8 Eylül 2015 tarihinde Şanlıurfa Akçalale Yolu’nda durdurlan TIR’ın dorsesindeki kuru soğan çuvallarının altında, üzerinde “Kapeks Üretim Patlayıcı Hususlar Tic. Ltd.Şti” ile “Solar Patlayıcı Hususlar San. A.Ş.” yazılı koliler tespit edidi. Kolilerin içerisinde ise patlayıcı husus üretiminde kullanılan infilaklı fitiller tespit edildi. Aracın sürücüsü Yalçın Kaya ve yanında bulunan Suriye Humus doğumlu Halit Talip gözaltına alındı.

Savcılık, IŞİD’e gittiği belirtilen 5,5 tonluk infilaklı fitiliyle ilgili ortasında Bozkır’ın bulunduğu 9 kuşkulu hakkında “IŞİD’e silah sağlama, örgüt üyeliği, tehlikeli unsurların müsaadesiz olarak bulundurulması yahut el değiştirmesi” cürümlerinden dava açtı. Davanın sanıkları ortasında Üsteğmen Ahmet Yasin Güneş de yer alıyordu. TIR’ın sürücülüğünü yapan Yalçın Kaya, 10 Eylü 2015 tarihinde tabirinde şunları kaydetmişti:

“TIR’ın dorsesinde ele geçen gereçlerin seyahat yaptığımız esnada Gökhan ve Doğan isimli şahısların Şanlıurfa ili Akçakele ilçesindeki İsmail isimli şahsa teslim edileceğini söylediler. Fakat ben bu İsmail isimli şahsı tanımıyorum. Bu şahsa ne emelle da teslim edileceğini bana söylemediklerinden ötürü ben de bilmiyorum. İsmail isimli şahıs ile rastgele bir bağ ve irtibatım yoktur. Lakin Afyon ili Dinar ilçesinde depoda malzemeyi yüklediğimiz sırada Nuri Gökhan, Mehmet, Bülent ve Doğan ortalarında konuşurken gerecin Kilis vilayetinden IŞİD’e götürülmesi sırasında TIR’ların dikkat çektiği ve yakalandığı, bu nedenle Şanlıurfa ili Akçakale ilçesindeki bir depoya indirilip, küçük araçlar ile Kilis vilayetinden IŞİD’e gönderilmesinin daha güzel olacağını duydum.”

Alican Uludağ

© Deutsche Welle Türkçe