Kılıçdaroğlu: TCMB ve PPK üyelerini değiştireceğiz

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandıkları takdirde, bir numaralı kararname ile dataların alınabileceği bir planlama örgütünü kuracaklarını ve kendi alanında ehil 25-30 kişinin bu kuruma atanacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, ayrıyeten buralara atama yaparken parti ayrımı gözetmeden liyakat yöntemine nazaran tercihte bulunacaklarını ve toplumu hayal kırıklığına uğratmayacaklarını bildirdi.

CHP başkanı, bağımsız hareket edemeyen ve alınan talimatları uygulayan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) lideri ile Para Siyaseti Heyeti üyelerini değiştireceklerini söyledi, “Merkez Bankası kültürüne sahip olmayan, para siyaseti nedir hakikat dürüst bilmeyen bir insanın Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi kadar yanlış bir şey yok” dedi.

“O işi en âlâ bilen kişiyi Merkez Bankası başkanlığına getireceğiz”

Reuters’ın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu kelamlarının devamında da, “TCMB Lideri’nin evvel parlamentonun çıkardığı yasanın kendine verdiği yetkileri bilmesi lazım. Kendisine verdiği yetkilerin değil de dışardan gelen talimatın gereğini yapıyorsa o kişi Merkez Bankası başkanlığı yapamaz. TCMB’nin bağımsızlığı çok kıymetlidir. Sıcak siyaset TCMB’ye müdahale etmemeli; şayet ederse bugünkü tabloyla karşılaşırız. Aksi halde biz dünyada finans etraflarına itimat veremeyiz” diye konuştu. TCMB Lideri’nin kararlar için talimatı “saray”dan aldığını fakat bunları değiştireceklerini söz eden Kılıçdaroğlu, “İşi ehline teslim edeceksin, o işi en âlâ bilen kişiyi Merkez Bankası başkanlığına getireceğiz. Para Siyaseti Heyeti’ni da birebir halde yapacağız… TCMB’nin kendine has bir kültürü vardır lakin o kültür yerle bir edildi” dedi.

Kılıçdaroğlu sorunun yalnızca TCMB’de olmadığını, BDDK, SPK, Kamu İhale Kurumu ve EPDK üzere üst heyetlerde da liyakat meseleleri bulunduğunu ve gerekli değişiklikleri yapacaklarının altını çizdi.

“Yönetme kapasiteleri yok”

Son periyotta elektrik fiyatlarında yapılan artırımlarla birlikte sorunun yalnızca elektrik olmadığını, ülkenin yönetilememesinin bir örneği olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “(Bunların) yönetme kapasiteleri yok” dedi.

“Kaosu yarattı fakat düzelteceğiz”

Kılıçdaroğlu, bugüne kadar hükümetin elde olan her şeyi sattığını ve elde bir şey kalmayınca ne yapacaklarını şaşırdıklarını kaydederek, şöyle konuştu:

“Zamları denetimsiz formda yapıyorlar… EPDK dediğimiz kurum fonksiyonsuz hale gelmiş durumda. Fiyatlara artırım yapıldı, artık artırımlar nasıl indirilecek diye hesap yapıyorlar. Konuşması gereken kurum EPDK fakat konuşmuyor; Saray konuşuyor. Saray da ne diyeceğini bilmiyor… Onlar için halk kıymetli değil… Bu sorumsuzluk bugünkü piyasayı, kaosu yarattı fakat düzelteceğiz.”

“Beş genel lider cumhurbaşkanlığı adaylığını teklif ederse elbette kabul ederim”

Millet İttifakı’nın kurucu iki üyesinden biri olan, bu ay içinde güçlendirilmiş parlamenter sistemin geri getirilmesi kapsamında dört partiyle birlikte hareket etmeye başlayan CHP’nin Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şimdi seçimlerde kimin ülke yöneticisi adayı olacağının netlik kazanmadığını lakin bir ortaya geldiği beş parti genel liderinin kendisine adaylık teklif etmesi halinde bunu kabul edeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, başkanlar ortasında adayın kim olacağının konuşulmadığını, şu ana kadar gayenin güçlendirilmiş parlamenter sistemi geniş kitlelere aktarmak olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Ülke Yöneticisi adayının devlet tecrübesinin olmasını, devleti tanımasını dilek ediyoruz; tarafsız olması gerektiğini söylüyoruz. Asıl yetkinin yürütme organında yani başbakanda olmasını, ülke yöneticisinın yetkilerinin büyük ölçüde kısıtlanması gerektiğinden yanayız. Ülke Yöneticisi kim olacak yahut kim olmayacak onu daha sonra kendi ortamızda oturup konuşacağız.”

Beş genel liderin tıpkı vakitte ana muhalefet başkanı olan kendisine cumhurbaşkanlığını önermesi halinde bunu kabul edip etmeyeceği sorusuna Kılıçdaroğlu, “Elbette (kabul ederim). Cumhurbaşkanlığı onurlu bir misyon. Beş genel liderin benim ismimi söylem etmesi her şeyden evvel benim için onur. Ayrıyeten beş genel liderin bana inanç duyması manasına geliyor, bu da benim için son derece kıymetli. Üç, benim sorumluluğumun arttığını bilmem lazım. Misyon yaptığım müddette o beş genel lidere karşı sorumluyum ve onlara asla hayal kırıklığı yaşatmamalıyım” diye konuştu.

“TBMM’nin göstermelik olmaktan çıkarılmasını istiyoruz”

Beş genel liderle 28 Şubat’ta bir ortaya gelecekleri toplantıda, güçlendirilmiş parlamenter sistemden neyi amaçladıklarını kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, TBMM’nin göstermelik olmaktan çıkarılmasını istediklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, devlette liyakat sisteminin hükümran olması, siyasi etik yasasının çıkarılması üzere öncelikleri olduğunun altını çizdi.

TIKLAYIN – 6 muhalefet parti önderinin 28 Şubat toplantısının davetiyesi paylaşıldı

“Partilerin ortasında rastgele bir fay çizgisi görmüyorum”

Altı partinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili hiçbir görüş ayrılığı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, partiler ortasında fay çizgisi olabilecek rastgele bir durum bulunup bulunmadığı sorusuna şu karşılığı verdi:

“Güçlendirilmiş parlamenter sistemle devletin yine inşasını düşünüyoruz; yani bir manada hukukun yine inşası. Yasama, yürütme ve yargı ortasında bozulan sistemin düzeltilmesi gerekiyor… TCMB’nin bağımsızlığı, BDDK, Kamu İhale Kurumu üzere devlette liyakat sistemini önceleyen belli kurallar getireceğiz, bu ikinci evre. Üçüncü evre iktisat. İktisat ve toplumsal siyasetlerle ilgili çalışmalar… Bu hususlarda altı parti kendi iç çalışmalarını yapacak. Partilerin ortasında rastgele bir fay çizgisi görmüyorum, bir ahenk var.”

Altı partinin başının ardında farklı bir plan olmadığını, tek amaçlarının gerçek demokrasi, özgürlükler, medya özgürlüğü ve güçler ayrılığı unsurunu getirmek olduğunu tabir eden Kılıçdaroğlu, tarafsız bir ülke yöneticisi olması gerektiğinin altını çizdi.

Kılıçdaroğlu, pakette kesin hesap kurulunda başkanlığı ana muhalefet partisine vereceklerini, parlamentoda iktidarın muhalefete hesap vereceğini söyledi ve ekledi: “Bu hem liyakatin daha sağlıklı oluşmasına yol açacak, devlette yozlaşmayı önleyecek ve büyük ölçüde yolsuzlukları engelleyecek.”

“İmamoğlu ve Yavaş misyonlarını sürdürecek”

Anketlerde de isimleri yer alan ve kimi bölümlerce “potansiyel aday” olarak öne çıkarılan İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş hakkında Kılıçdaroğlu, “Onlar vazifelerine devam edecek” dedi.

“Kürt seçmenlerle bağlantılarımız son derece yeterli, rastgele bir problemimiz yok”

HDP’nin ittifaka yakınlığı, uzaklığı ya da takviyesi tartışmaları hala devam ederken Kılıçdaroğlu, “Şunun altını çizeyim, bugün Türkiye’de tüm siyasi partilerle görüşen tek parti biziz. Bütün siyasal partilerle bağlarımızı sürdürürüz. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez ögeleridir ve HDP saygın bir siyasal partidir; münasebetiyle da onlarla da bağlantılarımız var” dedi.

Kılıçdaroğlu yeri geldiğinde HDP ile görüştüklerini, bundan bağımsız olarak da “Kürt seçmeni” kazanacaklarını tabir etti ve şöyle dedi:

“Onlarla (Kürt seçmenlerle) bağlarımız son derece âlâ… Rastgele bir problemimiz yok. HDP ile de Kürt seçmenle de olan ilgilerimizi demokratik standartlar içerisinde sürdürüyoruz… Diyarbakır’a gidecektim, hava muhalefeti nedeniyle gidemedim, önümüzdeki süreçte gideceğim… Beklentileri, talepleri, muhtaçlıkları olabilir. Bunlar demokratik ortam içinde oturulur konuşulur ve insan hakları çerçevesinde de gereği yapılır.”

“NATO’nun bir kesimiyiz, kendimizi ittifakın dışında göremeyiz; Suriye, Mısır dahil ülkelerle sıkıntıları çözeceğiz”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin sorun yaşadığı Suriye ve Mısır başta olmak üzere tüm ülkelerle sorunları çözeceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, son periyotta dış siyasette yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, “Biz NATO’nun bir kesimiyiz. Münasebetiyle kendimizi bu ittifakın dışında göremeyiz. Bu mevzuda taahhütlerimiz var. Biz NATO’yu yalnızca bir savunma aracı, kurumu olarak da görmüyoruz. NATO artık bugün 21. yüzyılda birebir vakitte demokrasinin de bir güvencesi” dedi.

Türkiye’nin üyesi olduğu NATO kapsamında savunma sistemini ve ilgilerini bu bağlamda götürmesi gerektiğini belirterek, “Rusya ile bağlarımızın yeterli olmasını isteriz… Ancak biz Batı ittifakının bir modülü olmak isteriz” diye konuştu.

NATO sisteminin dışında Rusya’dan alınan S-400 uzun menzilli savunma sistemini Türkiye’nin kime karşı kullanacağını birinci günden beri sorduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Suriye mi, İran mı, Yunanistan mı? Kim için kullanacağız? Bu sorunun şu ana kadar yanıtı alınmış değil” dedi.

“Mısır, İsrail, Suriye ve Irak ile bağlantıları düzelteceğiz”

Kılıçdaroğlu, alınan S-400’lerin depolarda beklediğini belirterek, yanlışsız olanın NATO ile entegre bir sistem olduğunu söyledi.

Millet İttifakı’nın adayı seçildikten sonra Mısır, İsrail, Suriye ve Irak ile alakaları düzelteceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, bölgede tansiyon ve terörizm istemediklerini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, “Mısır ile niçin arbede ettik? Suriye ile niçin arbede ettik? Efendim ‘Suriye’de demokrasi yok.’ Yahu dön kendi ülkene bak, bakalım Türkiye’de demokrasi var mı? Demokrasisi askıya alınmış bir ülke öteki bir ülkede demokrasi arayışı içinde. Bu kadar saçma bir şey olamaz” dedi.

Suriyeli sığınmacılar

Türkiye’de resmi sayılara nazaran 3.6 milyon Suriyeli bulunduğunu, gettolar ve yeraltı dünyası oluşmaya başladığını tabir eden Kılıçdaroğlu, bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, Suriye’ye döneceklerin güvenliğinin sağlanması gerektiğini, Esad ile oturup muahede yapılması ve diplomatik münasebetlerin yine kurulması gerektiğini söyledi. Bütün bu hususlarda yapılacakların başlarında hazır olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Suriye’ye gideceklerin yaşayacakları yerlerde AB fonlarının kullanılabileceğini, güvelik için de BM’nin devreye alınabileceğini vurguladı.

Mısır, Suriye, İsrail ve Ortadoğu ile bağlantıların düzelmesi ile Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmesinin yollarını açacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Merkez Türkiye projemiz ile Akdeniz’de çok güçlü bir merkez oluşturacağız” dedi.

AB Kurulu ve Kavala, Demirtaş davaları

Avrupa’daki çeşitli karar organları tarafından alınan birtakım kararların Türkiye tarafından uygulanmamasının kabul edilemeyeceğini, “Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da hapishanede boşuna tutuluyor. Kanunlara, hukuka karşıt olarak tutuluyorlar. Bir insan kanılarından dolayı yargılanmamalı ve mahpusa atılmamalı. Şayet siz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını Türkiye’de uygulanabileceğine dair anayasamızı değiştirmişseniz, hukuk sistemini buna uygun hale getirmişseniz, ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararı ben uygulamam’ diyemezsiniz” dedi.

Türkiye’nin bu türlü bir tavır sergilemesinin dünyaya “Türkiye’de demokrasi yok, otoriter sistem var” iletisinin verileceğini kaydederek, “Biz buna karşıyız. AİHM’nin kararlarını uygulamak zorundayız” dedi ve şöyle devam etti:

“Şu gerçeğimiz var: Yalnızca AİHM kararları Türkiye’de uygulanmıyor, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar da uygulanmıyor maalesef. Anayasa Mahkemesi en üst mahkeme Türkiye’de; verdiği kararlar var fakat en alttaki mahkeme Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyor. Uymayan hâkim de terfi ettiriliyor.”

Kılıçdaroğlu, KHK ile üniversitelerden atılan Barış Akademisyenleri’ni bir hafta içinde vazifelerine iade edeceklerini de belirtti.