Pervin Buldan’dan iktidara: HDP’siz bir siyaset hayaliniz asla gerçekleşmeyecek

HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, HDP kapatma davasına ait, “İktidara buradan şunu söylemek istiyorum, ne yaparsanız yapın asla başaramayacaksınız, asla kazanamayacaksınız. Kenan Evren’leriniz başaramadı, Tansu Çiller’iniz başaramadı, ağababalarınız başaramadı siz de başaramayacaksınız, siz de kazanamayacaksınız. HDP’siz bir siyaset hayaliniz asla gerçekleşmeyecek” dedi.

HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, bugün partisinin Mersin Vilayet Kongresi’nde konuştu. Buldan, özetle şunları söyledi:

“Onlar bize saldırdıkça biz daha da büyüyoruz”

Yanlış hesap yaptılar. Yanlış hesap yapmaya devam ediyorlar. Ancak yanlış hesabın Bağdat’tan değil, Mersin’den, Batman’dan, Dersim’den geri döndüğünü daima birlikte görüyoruz. Onların yanlış hesapları tutmadı, tutmayacak. Hesapları şaştı, şaşmaya devam edecek. HDP, onları şaşırtmaya devam edecek. Buradan onlara sesleniyoruz, bizi izlemeye devam edin diyoruz.  HDP’ye saldırmayı bir vazife haline getirdiler. Her gün saldırmaya, maksat göstermeye devam eden bir zihniyetle karşı karşıyayız. Tüm halkımızı ben bir kere daha temin ederim ki onlar bize saldırdıkça biz daha da büyüyoruz. Biz daha da güçleniyoruz.

“Sandıkta bizi yenemediklerini anladılar”

Onlar bize saldırdıkça biz büyüyoruz ya, o yüzden bize iki tane kumpas davası açtılar. Zira, siyaseten karşımıza çıkmalarına ve siyaseten bizi yenmelerine asla müsaade etmiyoruz. Zira, sandıkta bizi yenemediklerini onlar da gördüler ve anladılar. Bütün bu sebeplerden ötürü iki tane kumpas dava açtılar. Bu davalardan bir tanesi Kobani kumpas davası, bir oburu HDP kapatma davası… Bu davanın bilhassa Kobani kumpas davasının bir AKP-MHP kumpas davası olduğunu hepimiz çok âlâ biliyoruz. Bu davanın katiyetle bir siyasi dava olduğunu, bir türel dava olmadığını hepimiz çok güzel gördük ve yapılan duruşmalarda arkadaşlarımın ortaya koyduğu gerçekler de bunu bir kere daha ortaya koydu ve ispatladı. Sandıkta yenemedikleri HDP’ye dava açarak kapatma davasını da bir kere daha gündeme getirdiler. Hani Türkiye’de parti kapatmalar yasaklanmıştı ya lakin yasak deyince HDP’yi bunun dışında tutan bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Kapatma davasında da tekrar iki ortak AKP’nin ve MHP’nin iştirakiyle bir ortak kumpas davayla karşı karşıya olduğumuzu da söz etmek istiyorum. Biri o büyük ortak, iktisadın kitabını yazıyor; başka küçük ortak da HDP’nin kitabını yazıyor. AKP iktisadın kitabını yazarken MHP öteki yazacak bir şey bulamadığı için yalnızca ve yalnızca HDP ile uğraştığı için HDP’nin kitabını yazmaya başladılar. HDP’den bir şey anlasalar aslında sıkıntı yok. Lakin HDP’yi zerre kadar anlamadıklarını da çok güzel biliyoruz. Ancak yazdıkları kitaplarla oluşturdukları iddianamelerle ve geçersiz kanıtlarla geçersiz şahitlerle karşımıza çıkmışlar, hem siyasi kumpas davalarını karşımızı koymuşlar hem de HDP’nin kapatılması için ortak bir hal almışlar. Bu her iki davanın savcısı da hakimi de AKP ve MHP’dir. Halkımız bunu çok âlâ bilmek zorundadır. Bu iki müellif baş başa vermiş, sanki Türkiye’de HDP olmasa, Kürtler olmasa, muhalifler olmasa, demokratlar olmasa neyi konuşacaklarını, neyi maksat alacaklarını neye saldıracaklarını bilmeyecek bir seviyeye gelmişler. Bu iki insan, vallahi de billahi de bu ülkeye züldür, zulümdür. Madem yargıç olmaya, savcı olmaya niyetiniz vardı, niçin siyaset yapıyorsunuz diye buradan sormak istiyorum. Öte yandan madem siyaset yapmak istiyorsunuz o vakit savcı olmayacaksınız, hakim olmayacaksınız. Biz karşımıza kumpas davalarıyla değil, siyaseten çıkın o vakit kimin daha güçlü olduğunu görürüz.

“HDP’siz bir siyaset hayaliniz asla gerçekleşmeyecek”

İktidara buradan şunu söylemek istiyorum, ne yaparsanız yapın asla başaramayacaksınız, asla kazanamayacaksınız. Kenan Evren’leriniz başaramadı, Tansu Çiller’iniz başaramadı, ağababalarınız başaramadı siz de başaramayacaksınız, siz de kazanamayacaksınız. HDP’siz bir siyaset hayaliniz asla gerçekleşmeyecek.

“Onlar bizle uğraşmaya devam etsin”

Onlar bizle uğraşmaya devam etsin. Bizim gündemimiz, halkımızın gündemidir, problemleridir. Ülkeyi ne hale getirdiklerini daima birlikte görüyoruz ve bu iktidarın bir artırım iktidarı ancak tıpkı vakit da bir zulüm iktidarı olduğunu da biliyoruz. Hayatı yaşanılmaz bir hale getirdiler ve insanları beslenmeyle, ısınma ortasında bir tercihe zorlayan bu iktidar, bu ülkeyi bir felakete gerçek sürüklüyor. İnsanlarda yaşama sevinci bırakmayan bir iktidar var. Yüzlerde Türkiye toplumunun, Türkiye halklarının yüzünde umut bırakmadılar, yaşama sevinci bırakmadılar. Bugün Türkiye, tarihinin en büyük artırımlarıyla ve en büyük faturalarıyla karşı karşıya kaldı ve tahminen de tarihte birinci kez bu türlü bir şey yaşandı. Bu da AKP-MHP iktidarının devrine geldi. Bu utanç da size kâfi ve bu utançla yaşamaya da devam edin.

Çalışanların, işçilerin bugün en fazla meydanda olduğu bir devri yaşıyoruz. Elbette ki milyonların birlikte haykırdığı ‘geçinemiyoruz’ sloganı değerli bir slogandır. Bu güç, halkın gücüdür, bu ses halkın sesidir. Elbette ki halkın sesi, sarayın sesinden, sarayın gücünden çok daha büyüktür. O yüzden bu sloganları atmaya devam edeceğiz.” (ANKA)