Ekonomi

Prof. Dr. Ümit Özlale: Çiftçilere ödenecek takviyenin yarısından fazlası kur muhafazalı mevduat sahiplerine faiz olarak ödenecek

Ekonomist Prof. Dr. Ümit Özlale, Karar gazetesi yazarı Taha Akyol’un ekonomiye ilişkin sorularını yanıtladı. Özlale, hükümetin artan döviz …

Yayınlandı:

-

Ekonomist Prof. Dr. Ümit Özlale, Karar gazetesi yazarı Taha Akyol‘un ekonomiye ilişkin sorularını yanıtladı. Özlale, hükümetin artan döviz kurlarına ilişkin olarak devreye aldığı kur korumalı mevduata ilişkin olarak “Sayın Nebati geçen gün yaptığı açıklamada sistemde 131 milyar TL biriktiğini söyledi. Çok iyimser bir senaryoyla döviz kurunun 2022 yılında piyasa katılımcıları anketindeki enflasyon beklentisi kadar yükseleceğini varsayalım. Bu koşulda devletin cebinden en az 12.5 milyar TL çıkacak. 2022 bütçesinde tarımsal destekleme bütçesinin 25 milyar TL olduğunu düşünürsek, bütün çiftçilere ödenen destek miktarının yarısını devlet faiz desteği olarak mevduat sahiplerine ödeyecek” dedi.

Yani uyguladığı politikalarla Türk Lirası’nda güveni tesis edemeyip tasarruf sahibinin dövize yönelmesine engel olamayan ekonomi yönetimi, çiftçiden, öğrenciden, emekliden esirgediği parayla tesis edemediği güvenin maliyetini bizlere ödetecek” diyen Özlale şöyle devam etti:

Bu servet aktarımından başka bir şey değil. Üstelik daha önce 1970’li yıllarda denenmiş ve çok yüksek bir maliyetle sonuçlanmış bu sistemin döviz kurunda bir istikrarı tek başına sağlaması mümkün değil. Ekonomi yönetimi şu anda en büyük problem olarak gördüğüm enflasyon-devalüasyon sarmalını çözmek için itibarlı bir enflasyonla mücadele programı uygulamazsa makroekonomik görünümün çok kırılgan bir hal alır. O zaman da yukarıda yaptığım basit hesabın çok ötesinde bir faiz yüküyle karşılaşırız.

“Girdiğimiz kriz ortamı tamamen Sayın Erdoğan’ın akılla bilimle bağdaşmayan iktisat anlayışı sonucu oluştu”

Eylül ayıyla birlikte gelen faiz indirimleri sonrası yaşanan krizin Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın “akılla bilimle bağdaşmayan iktisat anlayışı” sonucu oluştuğunu ifade eden Özlale şöyle dedi:

O yüzden Gelecek Partisi’ndeki saygıdeğer meslektaşım Kerim Rota’nın bu geldiğimiz durumu “Erdoğan krizi” olarak tanımlaması çok doğru bir tespit. TCMB’nin faizleri indirdiğinde ekonomideki diğer faizlerin de düşeceğini sanan, izlenen politikaların enflasyon-devalüasyon sarmalıyla sonuçlanacağını göremeyen, ülkenin dış finansman ihtiyacını cari açıktan ibaret sanan, istihdamın ve yatırımların sadece değersiz TL ile artacağını düşünecek kadar ekonomiye basite indirgeyen bu anlayışın iktisadi bir akılla hareket ettiğini söylemek güç

“Sınıfımızda olsa dersten kalacak öğrencilerin ülkeyi yönetmesinin bedelini ödüyoruz”

Özlale, Akyol’un faiz indirimine karşı, piyasada faizlerin yükselmesine ilişkin olarak sorduğu soruya ise şu cevabı verdi:

Bu sorunun cevabı basit: Ekonomide tek bir faiz yok. TCMB enflasyonun çok altında bir faizle bankalara bir haftalık repo imkanı tanıyınca orta ve uzun vadede enflasyon beklentileri olumsuz etkileniyor. Bu yüzden tasarruflarınızı orta ve uzun vadeli bir TL varlıkta değerlendirmek istemiyorsunuz. Bu da tahvil fiyatlarının düşmesine, dolayısıyla da faizlerin artmasına yol açıyor. İşin ilginç tarafı da biz bütün bu konuları uygulamalı olarak üniversitelerin iktisat bölümlerinde ikinci ya da üçüncü sınıf öğrencilerine öğretiyoruz. Bir başka deyişle, sınıfımızda olsa dersten kalacak öğrencilerin ülkeyi yönetmesinin bedelini ödüyoruz.

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version