Uğur Dündar: Falyalı’nın tehdit ettiği bireylere “Ben buranın hem başbakanı, hem de ülke yöneticisiyım” demesi boş bir cüretten ibaret değilmiş

Sözcü muharriri Uğur Dündar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) otelleri, kumarhaneleri olan, bahis oyunları oynatan, Sedat Peker‘in argümanına nazaran, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı da öne sürülen Halil Falyalı‘nın öldürülmeden evvel tehdit ettiği bireylere, “Ben buranın hem başbakanı hem de ülke yöneticisiyım!” dediği belirtildi.

Bugünkü yazısında Falyalı’nın cenazesine çok sayıda KKTC’li siyasetçinin katıldığına dikkat çeken Dündar, “Kumyalı Camisi’ndeki fotoğraf çok şey anlatıyordu. Falyalı’nın tehdit ettiği bireylere “Ben buranın hem başbakanı, hem de ülke yöneticisiyım” demesinin boş bir cüretten ibaret olmadığını söylüyordu. O denli ya, şayet bunlar boş cüretten ibaret kalsa eski sevgilisini nasıl olur da İçişleri Üst Kurumu koltuğuna oturtabilirdi?” yazdı.

Halil Falyalı kimdi, ne söz ediyordu, ne bildiri verilmiş oldu: KKTC’den Türkiye’ye uzanan bağlar ve ikinci Susurluk

Falyalı’nın cenaze merasimine katılanlar arasında KKTC Başbakanı Faiz Sucuoğlu, İçişleri Bakanı Kutlu Cihan, UBP Milletvekilleri Ünal Üstel ve Nazım Çavuşoğlu, Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli, Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, eski UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, Büyükkonuk Belediye Başkanı Ahmet Sennaroğlu, Beyarmudu Belediye Başkanı İlker Edip de yer almıştı.

Dündar’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

(…) Örneğin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Süreksiz Lideri Ünal Üstel, Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Lideri Faiz Sucuoğlu, İçişleri Bakanı Kutlu Cihan ve çok sayıda UBP milletvekili cenaze namazına katılanlar ortasındaydı.

Ülke Yöneticisi Ersin Tatar cenazeye gelmemişti lakin “Halil Falyalı bedelli bir kardeşimizdi. Bu ülkeye yatırımlar ve çok beşere düzgünlük yapmıştı” açıklamasında bulunmuştu.

Kumyalı Camisi’ndeki fotoğraf çok şey anlatıyordu.

★★★

Örneğin Falyalı’nın, uyuşturucu, yasa dışı bahis ve “casino”lardan oluk oluk akan kara paralarla denetim edilemez bir güce eriştiğini gösteriyordu.

Bu güce ilaveten elindeki şantaj kasetleriyle KKTC’de siyaseti yönlendirme noktasına geldiğini, bir evvelki Başbakan Ersan Saner’in bu nedenle istifaya mecbur bırakıldığı tezlerini doğrular üzereydi.

Falyalı’nın tehdit ettiği şahıslara “Ben buranın hem başbakanı, hem de ülke yöneticisiyım” demesinin boş bir cüretten ibaret olmadığını söylüyordu.

O denli ya, şayet bunlar boş cüretten ibaret kalsa eski sevgilisini nasıl olur da İçişleri Üst Kurumu koltuğuna oturtabilirdi?

Anlı ulu makamdaki siyasetçiler, onun önünde ellerini bağlamış olarak poz verirler miydi?